Uluslararası Kadın Grevi’ni örgütleyen kadınlar yazdı: Apartheid’e karşı çıkmak tam da feminizmle ilgilidir

ABD’de 8 Mart’ta uluslararası kadın grevi çağrısı yapan kadınlardan dördü, Rabab Abdulhadi, Suzanne Adely, Angela Davis ve Selma James Siyonistlerin eleştirilerine cevap veren bir metin kaleme aldı

Filistinli kadınlar Uluslararası Kadınlar Günü’nde Gazze’de, İsrail işgalinin son bulmasını talep etti ve kadına yönelik şiddeti protesto ettiler / 8 Mart 2017 (Fotoğraf: Ashraf Amra/APA)

İsrail’in destekçileri, 8 Mart’taki Uluslararası Kadın Grevi’ne saldırırken Filistin’in dekolonisazyonunun feminizmde yeri olmadığını iddia ederek feminist harekette Siyonistlere yer olup olmadığını sordular. Biz de soruyu tersine çeviriyoruz ve Filistin’in işgali, Gazze’nin bombalanması, İsrail’in Filistinlilerle ilişkisinde iki ayrı ve eşitsiz sistem uygulayan apartheid’in feminizme uygun mudur? İsrail’in yaptıklarına mazeret arayanlar böyle sorular sorarken, Filistin İnsan Hakları Merkezi’nin bildirdiğine göre, İsrail ordusu Kudüs’te iki Dünya Kadınlar Günü etkinliğini yasaklamakla meşguldü.

Kendilerini feminist olarak tanımlayan Siyonistler Uluslararası Kadın Grevi’ni (UKG) bölünmez bir adalet kavramının yansıması olduğunu anlasalardı UKG’nin ırkçılığı hoş görmeyeceğini zaten fark ederlerdi. Kapsayıcı bir feminizm Siyonistlerin, İsrail’in, hem mülteci olan hem de barbar bir işgal ve kuşatma altında yaşayan milyonlarca Filistinli kadın ve kızın haklarını ihlal etmesini meşrulaştırmasına haklı olarak reddeder.

Tarihsel olarak, aralarında en zengin ve en önemli kadınların da bulunduğu bazı kadınlar kendilerini, ırk ve sınıfı göz ardı eden ve böylece yoksulluk, ırkçılık, savaş ile işgal ve endüstriyel olan ve olmayan dünyanın çevresel tahribatının doğrudan etkilediği birçok kadını da göz ardı eden bir feminizmle özdeşleştirdi. Bu feministler cam tavanı kıran ve yüzde 1’e dahil olan kadınları kutlar. Onlar için feminizm kadınların, sömürü, işgal, ırkçılık ve hepsinin altında yatan cinsiyetçiliğiyle kapitalizmi yönetmekte erkeklerle eşit olmaları anlamına gelir.

Feminizm kökünde kadınlar için kurtuluş talep eden bir harekettir. Feminizm bayrağı altında kadın hakları mücadelesi, kökleri ırkçılık, sömürgecilik ve kapitalizmde yatan baskıyı ele almadan ve yok etmeye çalışmadan anlamlı bir biçimde var olamaz. Bu, birçok ülkede yüzde 99’un feminizmini savunan kadınlar için geçerlidir. Bir başka deyişle, tabandan gelen kadınlar, sadece arka plandaki fon değil hareketlerinin merkezindeki meseleyi oluşturuyor. Aynı şekle, Uluslararası Kadın Grevi platformu dünyanın her yerinde kadınların hayatta ve ayakta kalabilmesini engelleyen en hayati konuların çoğunu gündeme getirdi: toplumsal cinsiyet şiddetine son, herkes için üreme adaleti, işçi hakları, sosyal programlar, ve çevresel yıkıma son verilmesi; kısacası ırkçılık karşıtı ve anti-emperyalist bir gündem.

Bu yeni iklimde, Filistinli kadınların yaşadıkları bir ayrıntı değil, hayati bir sorundur. Bunun bir sonucu olarak ABD grevinin liderliğinde yer almak üzere davet edilen kadınlardan biri de Rasmea Odeh oldu.

Rasmea Odeh, Filistin topluluğunun Chicago’da yaşayan liderlerinden biridir ve liderlik geliştirme ve İngilizce dili konusunda hizmet sağlamanın yanı sıra yeni gelen göçmen ailelerin yaşadığı tecridi azaltarak Arap göçmen kadınların güçlenmesi için ısrarla ve özenle mücadele eder.

Odeh sömürgeciliğe ve işgale karşı direndiği için işkence ve cinsel saldırıya maruz kalmıştır. Irkçı devlet şiddetinden geçmiş bütün kadınların yaşadıkları onun hayat hikâyesinde vücut bulur. Kendini Siyonist olarak tanımlayanların Odeh’e tekrar tekrar yönelttiği sahte suçlamalar kasıtlıdır ve Rasmea Odeh ve onu destekleyenleri kriminalize etmeye çalışmaktadır. Bunun, politik esirlerden hapsedilmelerini haklı gösterecek bilgi almak için bir araç olarak işkencenin kullanılmasını meşrulaştırma etkisi vardır.

İsrail’in elindeyken Resmea Odeh’in başına gelenler, dünyanın her yerinde baskıcı ve emperyalist hükümetler tarafından tekrarlanmaktadır. Şimdi ortaya çıkan yüzde 99’un feminizmi, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, bu infaz ve işkenceyi reddeder.

Siyonist feminizm bir oksimorondur. Sadece beyaz kadınlara mahsus feminizmle ortak bir mirası olabilir ama bugünün, bir kısmımız için adalet kavramını desteklerken diğerlerinin adaletten mahrum olmasını reddeden eylemcilerinin inançlarını yansıtmıyor.

Siyonizmi ve Siyonist feminizmi reddediyoruz. Git gide artan sayıda kadın kapitalizmi, ırkçılığı ve sömürgeciliği karşısına almayan feminizmin, tıpkı cinsiyetçiliğe karşı çıkmadan hiçbir kurtuluşun mümkün olmaması gibi kurtuluşu sağlamayacağını fark ediyor. İlerlemek için, seçici feminizmin, baskı sistemlerini savunan ve bizim sesimizi kısmaya çalışan sesini bastırmak gerekir.

İmzacılar

Rabab Abdulhadi; Etnik Araştırmalar/Irk ve Direniş Araştırmaları Doçenti ve San Francisco Devlet Üniversitesi, Etnik Araştırmalar Koleji’nde, Arap ve Müslüman Etnisiteler ve Diasporalar İnisiyatifi’nde kıdemli bir akademisyendir. Arab and Arab American Feminisms: Gender, Violence and Belonging adlı ödüllü antolojinin editörlerinden biridir ve toplumsal cinsiyet ve adaletle ilgili onlarca dergide (Syracuse University Press) çalışmaları yayınlandı. Aynı zamanda İslamofobi Araştırmaları Dergisi’nin kurucularından ve editoryal kurul üyesidir. Abdulhadi 2015’te BDS için NWSA (Ulusal Kadın Süfraj Birliği) kampanyasını başlatıp düzenleyen Filistin’de Adalet İçin Feministler’in eş başkanıdır.

Suzanne Adely; dünyanın her yerinde çalışan bir insan hakları avukatı ve eylemcisidir. Uluslararası Kadın Grevi ABD Planlama Komitesi üyesi ve Ulusal Avukatlar Loncası Uluslararası Komitesi eş-başkanı, Uluslararası Demokratik Avukatlar Birliği daire üyesi ve ABD Filistin Topluluğu Ağı ve Filistin Geri Dönüş Hakkı Koalisyonu’nun örgütleyicilerindendir.

Angela Davis; 1960’larda önemli bir eylemci ve ABD Komünist Partisi’nin liderlerinden biri olarak öne çıktı ve Kara Panter Partisi ile yakın ilişkileri vardı. Endüstriyel hapishane kompleksinin ilgası için çalışan bir örgüt olan Eleştirel Direniş’in kurucularındandır ve Santa Cruz Kaliforniya Üniversitesi’nin Tarih Bilinci Departmanı’nda profesör (emekliye ayrıldı) ve üniversitenin Feminist Araştırmalar departmanında yöneticiydi.

Selma James; bir eylemci, politik düşünür ve yazardır. Uluslararası Evişi İçin Ücret Kampanyası’nın kurucularındandır ve Küresel Kadın Grevi’nin başlatılmasında yardımcı olmuştur. Sonuncusu Sex, Race and Class — The Perspective of Winning: A Selection of Writings 1952-2011olmak üzere birçok yayınlanmış eseri vardır. C.L.R. James ile evli olduğu ve onunla politik faaliyet yürüttüğü yıllarda, 1952 tarihli özgün denemesi, A Woman’s Place’i yazdı.

[Mondoweiss’teki orijinalinden bdsturkiye.org için Ayşe Düzkan tarafından çevrilmiştir.]