İsrailli sendikalar federasyonu Histadrut, Filistinli işçilerin haklarına riayet etmiyor ve asla onlar için çalışmıyor. Bütün sendikaların makamlarını ve üyelerini Histadrut’u boykot etme çabalarını tazelemeye ve Histadrut’a işçilere haklarını sağlamadan, işçilerin temel haklarını ve uluslararası standartları ihlal ederek maaş kesintileri yapmaması için baskı kurmaları konusunda uyarıyoruz
1 Mayıs’ta, Filistin sendika hareketi olarak, başta sürmekte olan COVID-19 salgınında canını ortaya koyan zorunlu sektör emekçileri olmak üzere dünyanın bütün işçilerini selamlıyoruz. Salgın hastalıktan dolayı hayatını kaybeden bütün işçileri ve işyeri temsilcilerini saygıyla anıyoruz. Bu salgın küresel ekonominin çarklarının dönmesi için bizim kolektif emeğimizin temel değerdeki önemini ortaya koymakla birlikte hala yeteri kadar değer verilmediğini ve tanınmadığını gözler önüne serdi.
Burada, işgal altındaki Filistin’de, salgını sömürgeci ayrımcılık, askeri işgal ve 13 yıllık Gazze ablukası koşullarında karşılıyoruz. Yıllardır sistemli bir şekilde süren ekonomik kalkınmayı engelleme politikaları Filistin’i yetersiz sağlık sistemi altyapısı, yerinde sayan durgun bir ekonomi ve salgından önce Gazze ve Batı Şeria’da eşi benzeri görülmemiş yüzde 34’lük işsizlik oranıyla baş başa bıraktı. Bu oran salgınla yüzde 60’lara kadar çıktı. Hayatlarımız üzerinde süren bu saldırılar, yöntemli ve sürekli saldırılardır. İsrail’in toprak gasplarının, hareket kısıtlamalarının ve ayrımcı izin sisteminin asıl yükünü çekenler Filistinli işçi ve köylülerdir. Bu salgın halihazırda süren korkunç şartları daha da kötüleştirmiştir. Ancak, bu tarihsel anın yeni ufuklar, yeni dayanışma kanalları açarak işçilerin gücünü yükselteceği ve enternasyonal mücadeleyi dirilteceği konusunda her zaman olduğu gibi umutlu ve kararlıyız.
Bu salgının askeri işgal pratiklerini durdurmadığını ya da yumuşatmadığını ilan ediyoruz. Keyfi tutuklamalar ve ev yıkımları sürerken İsrail askerleri Kudüs ve Ürdün Vadisi’ndeki muayenehaneleri kapattı ve yerleşimci şiddeti artmaya devam etti. En kötüsü de Yeşil Hat ve yasadışı yerleşim birimlerinde çalışan 133 bin Filistinli işçinin karşılaştığı tavır oldu. Pek çoğu işini kaybederken bir kısmı da Yeşil Hat’ta kalmak şartıyla çalışmaya devam etti. Aynı zamanda, İsrailli işverenler yeterli konaklama ya da sağlık malzemesi tedarik etmedi; bu da işçilerin büyük çoğunluğunun Batı Şeria’ya dönmek zorunda kalmasına sebep oldu. Çalışırken virüs bulaşan işçiler için hiçbir tedavi uygulanmazken bazı işçiler sırf COVID-19 belirtisi gösterdiği için kontrol noktalarına terk edildi. İsrail ekonomisi, başta inşaat işçileri olmak üzere Filistinli işçilerin emeğine bağımlı halde ve işçileri sömürerek büyüyor, ancak işçilerin sağlıkları ve güvenlikleri üzerindeki sorumluluğunu reddediyor. Batı Şeria’da kaydedilen COVID-19 vakalarının büyük çoğunluğu (yüzde 74) Yeşil Hat ve yasadışı yerleşim birimlerinde ya da yakın çevrelerde çalışan işçilerde görüldü. Örnek vermek gerekirse; hastalık kaynaklı ilk ölüm, virüsü Yerleşim Birimi Sanayi Bölgesi’nde çalışan oğlundan kapan bir kadındı.
Bu bağlamda, İsrailli sendikalar federasyonu Histadrut, Filistinli işçilerin maaşlarından doğrudan kesinti yaparak -aylık yaklaşık 3 milyon yeni İsrail şekeli- aidat toplamaya devam ediyor. Bu kesintilerin sosyal fayda ve sendikanın işçileri koruması maksadıyla toplandığını ve kullanılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Histadrut’un bu aidatları teknik olarak Filistin İşçi Sendikaları Genel Federasyonu’yla bölüşmesi gerekiyor ama çoğu zaman bu aidatlara el konuluyor. İşçilerin maaşlarında kesinti yapmasına rağmen Histadrut, şimdiye kadar işçilerin sağlığı ya da çalışma koşullarının güvenliği konusunda hiçbir şey yapmış ya da söylemiş değil. Bu durum, Histadrut’un, İsrail’in Filistin halkı üzerinde kurduğu baskıyı sürdürmesine katkı sunan devlet benzeri bir kurum pozisyonunda bulunduğunu bir kez daha vurguluyor. Histadrut, Filistinli işçilerin haklarına riayet etmiyor ve asla onlar için çalışmıyor. Bütün sendikaların makamlarını ve üyelerini Histadrut’u boykot etme çabalarını tazelemeye ve Histadrut’a işçilere haklarını sağlamadan, işçilerin temel haklarını ve uluslararası standartları ihlal ederek maaş kesintileri yapmaması için baskı kurmaları konusunda uyarıyoruz. Histadrut Filistinli işçileri sömürmeye devam ettikçe, dünyanın hiçbir yerinde sendikalar Histadrut’un faaliyetlerini örtbas etmemeli.
Son olarak, İsrail’in Filistinli işçileri sömüren politikaları uzun zamandır devam ederken uluslararası finansal kurumların dayattığı yapısal düzenlemeler ve bağış yardımlarındaki kesintilerden kaynaklanan çok ciddi kemer sıkma politikalarına katlanıyoruz. Filistin Yönetimi’nin neoliberal politikalara sıkı sıkıya bağlılığı sözleşme gücümüzü zayıflatıyor. Filistin Yönetimi’nin salgını kontrol altına almak için şu ana kadar attığı adımlar işçiyi korumak ve desteklemekten ziyade Filistin sermayesinin yararına oluyor.
Bütün sendikalara ve Filistin halkının yanında duran dayanışma örgütlerine, Filistinli işçilerin ve toplumun en savunmasız kesimlerinin yaşam taleplerini çalışmalarında merkeze almaları çağrısında bulunuyoruz.
Bağımsız İşçi Sendikaları Genel Federasyonu – Filistin (GFILU)
Filistinli Posta İşçileri Sendikası (PPSWU)
Belediye İşçileri Federasyonu – El-Halil
Birzeit Üniversitesi Fakülte ve Personel Sendikası
Belediye Meclisi İşçileri Sendikası – El-Halil
[Workers in Palestine’de 1 Mayıs 2020 tarihinde yayımlanan İngilizce orijinalinden Gökay Demirel tarafından bdsturkiye.org için çevrilmiştir.]