Uluslararası suç ortaklığına son! BDS’yi güçlendirin! – BNC

İşgal Altındaki Filistin, 27 Aralık 2010

27 Aralık 2008 sabahı İsrail kuvvetleri, işgal ve abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 23 gün süren bir askeri saldırı başlattı, çoğu sivil ve 1948’den beri mülteci olan 1.400’den fazla Filistinliyi öldürdü ve 5 binden fazla Filistinliyi yaraladı. Aradan iki yıl geçti ve uygulanan vahşetten sorumlu olanlardan hâlâ hesap sorulamadı. Filistin Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Ulusal Komitesi (BNC), dünya genelindeki vicdanlı insanları ve örgütleri, İsrail’in uluslararası hukuku ve Filistinlilerin haklarını hayata geçireceği güne kadar boykot, yatırımların geri çekilmesi ve yaptırımlar (BDS) aracılığıyla İsrail’in uzun dokunulmazlık siciline son verme çabalarını hızlandırmaya çağırıyor.

BM İnsan Hakları Konseyi, BM Genel Kurulu, Avrupa Parlamentosu, Arap Birliği tarafından onaylanan BM Goldstone raporu, çoğu İsrail tarafından Gazze’de işgal altındaki Filistinli nüfusa karşı işlenmiş savaş suçlarına ve insanlığa karşı suçlara dair ciddi kanıtlar buldu. Heyet’in bulguları, bağımsız Filistinli, İsrailli ve uluslararası insan hakları örgütleri tarafından daha önce yapılan incelemeleri doğruladı. Goldstone raporu, sorumlular hakkında güvenilir ve bağımsız soruşturma ve kovuşturma yapılması ve kurbanların zararlarının karşılanması çağrısı yaptı. İç tedbirler gerekli uluslararası standartları karşılayamadığı takdirde Birleşmiş Milletler ve üye ülkeleri, uluslararası yargı mekanizmalarını harekete geçirmeye çağırdı. İsrail’in “Dökme Kurşun Operasyonu”ndan beri geçen iki yılda çatışmaya ilişkin hiçbir etkin yargı soruşturması yapılmadı ve İsrail, BM Gerçekleri Araştırma Heyeti ile işbirliği yapmayı reddetti. İsrail’in sözde adalet sistemindeki “yapısal kusurlara” atfen Goldstone raporu, uluslararası standartlara göre adaletin yerine getirilmesi için İsrail’e güvenilemeyeceği sonucuna vardı[1]. Böyle durumlarda uluslararası hukuk, uluslararası yargı mekanizmalarına başvurulmasını talep eder. Başta ABD ve bazı Avrupa hükümetleri olmak üzere İsrail’i uluslararası hukuki incelemeden pervasızca koruyan devletler, Filistinlilerin uluslararası yargı mekanizmalarına başvurmalarına engel olmaktadırlar. Bu durum, İsrail’in dokunulmazlığına ve bunun sürmesinde Batı’nın suç ortaklığına son vermek için küresel BDS çabalarını artırma ihtiyacını her zamankinden daha fazla göze batırmaktadır.

Uluslararası hukuk ihlalleri, başka şeylerin yanı sıra, İsrail’in Gazze Şeridi üzerinde uyguladığı yasadışı abluka ile bugün de sürüyor. İsrail’in temel gıda, inşaat malzemeleri ve bunların yanı sıra sağlık ve eğitim hizmetlerine erişim üzerinde süren ablukası sadece ahlak dışı değil, aynı zamanda Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin 33. Maddesi’yle kesin surette yasaklanan bir savaş suçu olan toplu cezalandırmanın ağır bir biçimidir. Kitlesel yoksulluğa, su kirliliğine, çevresel yıkıma, kronik hastalıklara, ekonomik geri kalmışlığa ve yüzlerce ölüme neden olmaktadır. Gazze’deki 1,5 milyon Filistinliye karşı yürütülen bu dört yıllık yasadışı abluka, bunu “ağır çekim soykırım” olarak niteleyen, BM’nin İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İnsan Hakları Özel Raportörü Prof. Richard Falk dahil olmak üzere önde gelen hukuk uzmanları tarafından açık biçimde kınanmıştır. Bu, Filistinlilerin 1948’de Nakba sırasında evlerinden sürülmesi, askeri idare, topraklarının işgali ve sömürgeleştirilmesi, apartheid ve 194 sayılı BM kararında şart koşulduğu üzere Filistinli mültecilerin evlerine ve topraklarına geri dönme ve zararlarının telafi edilmesi haklarının sürekli inkârı da dahil olmak üzere, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı acımasız zulmün devamıdır.

31 Mayıs 2010’da Özgürlük Filosu’nda insani yardım çalışanlarının ve aktivistlerinin katledilmesinin ardından İsrail Gazze ablukasını “hafifleteceğini” ilan etti. Ancak, önde gelen insani yardım örgütlerinin bir koalisyonu tarafından hazırlanan yakın zamanlardaki bir raporun[2] vardığı sonuçta belirtildiği gibi, “İsrail, tam da uluslararası toplumun kendisi üzerindeki baskısını hafifletmeye yetecek kadarını yapmıştır, Gazze’deki 1,5 milyon Filistinlinin gündelik yaşamları üzerindeki kısıtlamaları hafifletmek içinse bunlar çok ama çok azdır.”

Dökme Kurşun, kamuoyunda Apartheid dönemi Güney Afrika’sındaki 1960 Sharpeville katliamına gösterilen uluslararası tepkiyi andıran bir dönüm noktası oldu. BDS’ye destek dünya genelinde dikkat çekici bir biçimde arttı. Hükümetler, İsrail’e sanki uluslararası hukukun üstündeymiş gibi muamele eden politikalarını gerekçelendirmekte zorlanıyorlar. İsrail giderek artan ölçüde bir parya devlet olarak görülüyor. İsrail’in acımasız Gazze saldırısının ikinci yıldönümünde Filistin Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Ulusal Komitesi:

  • Dünya genelindeki vicdanlı insanları, İsrail’den hesap sormak üzere, kendi hükümetlerine İsrail ile silah ticaretini hemen durdurmaları, ticari yaptırımlar uygulamaları için baskı uygulamak üzere ve İsrail’in Gazze’deki Filistinlileri katletmesi kararını veren ve/veya yerine getiren tüm İsrailli yetkilileri ve askeri personeli adalet önüne çıkarmak üzere BDS çabalarını artırmaya,

 

  • Sivil toplum örgütlerini -inanç temelli gruplar, üniversiteler, sendikalar, kadın dernekleri, öğrenci grupları, akademik ve meslek dernekler, vs. – İsrail mallarını ve suç ortağı kurumlarını boykot etmeye ve İsrail’in işgal, apartheid ve uluslararası hukuk ihlallerini sürdürmesinde suç ortaklığı yapan İsrailli ve uluslararası şirketlerdeki kendi yatırımlarını ve tüm emeklilik fonu hisselerini geri çekmeye,

 

  • Hükümetleri, Filistinli mağdurların Birleşmiş Milletler aracılığıyla ve yerel ve uluslararası mahkemelerde adalete erişimlerini sağlama yükümlülüklerine saygı duymaya ve İsrail’e işgal altındaki Gazze Şeridi üzerindeki yasadışı ablukasına hemen son vermesi ve Filistin halkını ezen sömürgecilik ve apartheid politikalarını durdurması için yaptırımlar dahil olmak üzere baskı uygulamaya çağırıyor.

Bir bedel ödemedikçe İsrail katliamlar, zorla yerinden etme ve işgal altındaki Filistin topraklarında sömürgeci yerleşimlerin inşası yoluna devam edecektir. Gazze katliamının ikinci yılında İsrail’den hesap sormak için hiçbir şey yaratıcı ve sürekli bir şekilde BDS kampanyalarını yaymak ve derinleştirmekten daha sonuç alıcı değildir. Adalet, özgürlük, eşit haklar ve sürdürülebilir barışa giden en kısa ve en güvenilir yol budur.

 

Notlar:

[1] Goldstone Raporu, paragraf 1756

[2] “Dashed Hopes”, Kriz raporu,  Kasım 2010

Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi tarafından çevrilmiştir.