Halide Cerrar: “Eğer İsrail beni bu yaptıklarım için tutuklayacaksa, gelip tutuklayabilirler”

Yakın zamanda İsrail hapishanesinden tahliye olan FHKC mensubu feminist milletvekili Halide Cerrar toplumsal değişim için çalışmayı asla bırakmayacağını söylüyor.

halide-cerrar (8)

Halide Cerrar özgürlüğüne kavuştuğunda

Ramallah, işgal altındaki Batı Şeria –

15 ay kaldığı İsrail hapishanesinden tahliye edilmesinin ardından gelen sabah, Filistinli parlamenter Halide Cerrar’ın (53) katılacağı önemli bir toplantı vardı.

Filistin Meclis’i birkaç yasayı tartışmak için toplanacaktı ve hapishanenin yorgunluğuna rağmen Cerrar’ın bu toplantıyı kaçırmaya niyeti yoktu.

Solcu parlamenter, feminist ve esir hakları savunucusu kendi yaşamının bu kadar kamu önünde olacağını düşünmemiş. Ama çocukluktan beri toplumun kırık parçalarını görmüş – İsrail işgali altında yaşamaktan tut, cinsiyet eşitsizliğine kadar – ama can havliyle bu sorunları düzeltmekte rol oynamak istemiş.

Al Jazeera’ya konuşan ve yeni tahliye edilmiş olan Cerrar, ‘’Her şey zamanla oldu… Siyasi kariyerim ve eylemciliğim kendiliğinden bu noktaya geldi,’’ diyor. Yorgun argın, ailesinin Ramallah’ın merkezindeki evinin oturma odasında, çıplak ayaklarıyla oturup sigarasını yakıyor. ‘’Bugün tüm gün toplantılarım var,’’ diyor. ‘’Tahliye olduğumdan beri sadece bu sabahı kendime ayırabiliyorum.’’

Hapishanede kaldığı sürede, orada mahkûm olan diğer kadınların yaşam öykülerini derlemeye başlamış ve İsrail parmaklıkları arasına nasıl ve neden geldiklerini sormuş.

‘’Ölürüz ama eğilmeyiz’’ sloganının yazılı olduğu kırmızı bir tişört giymiş, 13 yaşından beri işgal altındaki Batı Şeria’da  toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, eylemciliğiyle karşı koyduğunu söylüyor Cerrar.

Cerrar gençliğinde Nablus’u temizleyen, şehir bahçeleri yapan ve okullardaki öğrenim alanlarını geliştiren bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü çalışmış. Ailesinin çoğu onu desteklememiş, yaptığı işin erkek çocuklarına uygun olduğunu söylemişler: ‘’O zamanlar annem beni destekledi ama babam ve diğer aile mensupları yaptığımın uygunsuz olduğunu düşünüyorlardı.’’

Ama Cerrar ısrar etti ve yıllar geçtikçe toplumsal değişim konusundaki ısrarı güçlendi ve İsrail devletiyle başının belaya girmesine sebep oldu bu. 2015’in Nisan ayında Cerrar İsrail tarafından gözaltına alındı ve herhangi bir ceza verilmeden tutuklu kaldı. Cerrar’ın ya yargılanması ya da serbest bırakılması için uluslararası baskıyla karşılaşan İsrail askeri mahkemesi Cerrar’ın Filistin Meclisi’nde yaptığı siyasi çalışmaları bahane ederek 12 ayrı suçla yargılamak istedi.

Uluslararası çağrılara rağmen Cerrar suçlu bulundu ve 15 ay İsrail cezaevinde hapse mahkûm edildi, ayrıca beş yıl şartlı tahliye ve 2, 600 dolarlık para cezası aldı.

‘’Bence mahkemede yapılan ayıptı,’’ diyor Cerrar. ‘’Bana karşı yapılan suçlamalar Filistinli mahkûmlara destek için yer aldığım eylemlerle bağlantılı. Mahkûmları ziyaret ediyordum, üniversitelerdeki öğrenci etkinliklerini ziyaret ediyordum, bir meclis üyesi için normal bir şeydir bu. Sonuç olarak bir askeri mahkemeydi ve adalet o tür mahkemelerde nasıl işliyorsa öyleydi – hele de işgal altındaysan – bu adalet değildir.

‘’Bence benim tutuklanmamın sebebi bir mesaj göndermekti, belki başka kadınlara, belki başka yasama mensuplarına, bizi susturmak için verilen bir mesaj,’’ diye ekliyor.

3 Haziran’da, Cerrar, hapishanenin kalabalık olması sebebiyle bir ay erken serbest bırakıldı.

Hapishanede bile, Cerrar değişim için uğraşmaya devam etmiş. Diğer mahkûmlara İngilizce öğretmiş, bunlardan bir tanesi de İsrail hapishanelerindeki en genç kadın Filistinli 12 yaşındaki Dima el-Vavi.

Cerrar ayrıca orada mahkûm olan diğer kadınların İsrail parmaklıkları arasına nasıl ve neden geldiklerine ne dair hikâyeleri derlemeye başlamıştı.

‘’Bu kadar genç kadının kontrol noktalarına eli bıçaklı neden gittiğini anlamak istedim ve çoğu zaman bir hiç uğruna tutuklanıyor ve öldürülüyorlar,’’ diyor Cerrar.

Yakın zamandaki çoğu olayda, “İsrail suçsuz kadınları bıçak saldırısı gerçekleştirecekleri ihtimali üzerine tutukluyor,” diyor. Filistinli kadın ve kızların kontrol noktalarında bıçak taşımalarının sebebinin ‘’değişmesi gereken toplumsal sorunlar’’ olduğuna inanıyor. Kendisi pek açıklamıyor ama geçmişte kadınların evdeki sorunlarından kurtulmak için bıçak taşıdıkları ve bilinçli olarak tutuklanmayı veya öldürülmeyi göze aldıklarına dair spekülasyonlar vardı.

2013 ve 2015 arası, İsrail tarafından alıkonulan Filistinli kadın mahkûmlarda yüzde 70 artış kaydedildi fakat bunun sebebi hala belirsizliğini koruyor.

 

Filistinliler Mahkûmlar Gününü Batı Şeria’da karşılıyor

Cerrar’in çalışmaları 1980 Birzeit Üniversitesi’nde henüz feminist hareketin yeni kıvılcımlandığı günlerde başlıyor, kadın girişimcileri güçlendirmek arzusuyla işletme yönetimi okuyor. Burada, erkek egemen dünyadan kurtulabilmek için feminist öğrenci gruplarıyla çalışmaya başlıyor.

Halide_Carrar

Mahkeme karşısında Cerrar

‘’Üniversitedeki eylemciliğim kadın sorunları üzerine yoğunlaşıyordu daha çok…. Ben ve üniversitedeki diğer kadın arkadaşlarım kadına karşı şiddete yönelik ve eşit haklar için çalışıyorduk,’’ diyor Cerrar.

Lisansını tamamladıktan sonra, Cerrar hayalindeki işi buluyor: Filistinli kadın girişimcilere destek sunan Norveçli bir STK. Kadınlara, evde yetiştirdikleri sebzeleri ve yöresel el yapımı ürünleri nasıl satacaklarını öğreten bir STK. 1980’lerdeki Filistinli kadın hareketinin bugüne göre daha güçlü olmasına rağmen, Cerrar, bir başka değişimin yolda olduğuna inandığını söylüyor.

‘’Açıkçası, birçok yönde geriye doğru gittik,’’ diyor. ‘’Cinsiyet eşitliği çalışmalarıma başladığımdan beri muhafazakârlığın egemen olmaya başladığını izledim ki bu kadınların için kötü oldu. Otuz yıl önce kadın hakları konusunda daha ilerideydik ama diyebilirim ki şu an biraz değişim görebiliyorum. Çoğu kadın hareketleri eşitlik için sesini yükseltiyor ve Filistin’in iç hukukunu kadınlar için geliştirmek ve değiştirmek için çalışıyor yani bu iyi bir işaret.’’

Çalışma hayatı ve siyasi katılım konusunda Filistin hukukunun uluslararası standartlara uygun olduğu halde, kadın hakları eylemcilerinin aile ve ceza kanunu yasaları konusunda daha çok çalışması gerekiyor çünkü bunlar BM standartlarına ulaşmış değil.

Cerrar Birzeit Universitesi’nde insan hakları ve demokrasi başlıklı yüksek lisansına devam ederken İsrail güçleri tarafından 8 Mart 1989’da ilk defa tutuklanmıştı, sadece Dünya Kadınlar Günü eyleminde bulunduğu için.

Bir başka sosyal sorun, mahkûm haklarını savunduğu için İsrail cezaevinde bir ay kaldı. Cerrar daha sonra Batı Şeria’da bulunan Addameer adlı Filistinli mahkûm haklarını savunan grubun yöneticisi oldur.

2006’da Filistin Meclis’ine vekil olarak seçildi ve daha sonra meclisin mahkûmlar komitesini yönetti. Meclisteki temsilciliği kapsamında cinsiyet eşitliği ve mahkûm hakları için ve Filistin idaresinde demokratik bir sürece dönebilmek için -son on senedir seçim yapılmamış- çalışıyor.

İsrail devletini Uluslararası Suç Mahkemesi’ne taşıyan harekete öncülük etmiş, Filistin’i Avrupa Konseyi’nde temsil ediyor ve Addammer’in yönetim kurulu üyesi ve  tekrar cezaevine girme ihtimaline rağmen hızını düşürmeye dair hiç niyeti yok.

‘’Halkım tarafından seçilmiş bir parlamenterim, bu yüzden çalışmalarına devam edeceğim. Geliştirmemiz gereken çok fazla kanun ve halkımıza yardım etmek için yapmamız gerekenler var,’’ tutkuyla söylüyor bunları Cerrar. ‘’Ben içerideyken onaylanan sosyal güvenlik kanunu üzerinde şimdiden diğer parlamenterlerle çalışmaya başladım.’’

Filistin başbakanı Mahmud Abbas çok tartışılan yeni kanunu Mart ayında imzaladı, bu kanun işçi haklarını ihlal ettiği ve doğru dürüst tartışılmadığı için çokça eleştiri almıştı.

‘’Kanunun dilini fakir insanların ve halkın eşitliğe kavuşmasına göre dönüştürmeye çalışıyorum ve kanunun başbakan tarafından onaylandığı zamanki yazılış şeklini değiştirmek istiyorum,’’ diyor.

Taviz vermek Cerrar’in gündeminde olan bir şey değil, demokrasiden bahsediyor, işgalin sona ermesinden, cinsiyet eşitliğinden, cezaevi reformundan ve aynı azimle diğer konulardan da bahsediyor.

‘’Şu an özgür olduğuma göre yapılması gereken çok fazla iş var ve bir millet meclisi üyesi olarak bu çalışmalarıma devam edeceğim,’’ diyor. ‘’Yani eğer İsrail beni bu çalışmalarım için tutuklamak istiyorsa, gelip tutuklayabilirler.’’

 

Kaynak: Al Jazeera

 

Çeviri: bdsturkiye.org