İsrail Devleti Doğu Kudüs’ü de içine alan Batı Şeria’daki koloniciliğinin başlamasından bu yana Doğu Kudüs’ü çembere alan büyük yerleşimleri sistematik bir şekilde inşa etti. Han el Ahmar yaklaşık 200 kişinin yaşadığı Batı Şeria’da Doğu Kudüs’le illegal İsrail kolonisi Kfar Adumim arasında bir bedevi köyü
Birçok İsrail buldozeri 16 Ekim 2018 günü gün ortasında Han el-Ahmar köyüne girdi. Köy sakinleri 1 Ekim’den bu yana İsrail ordusunun yıkım tehditleri altında yaşıyor. Aslında bu tarihten önce Han el-Ahmarlıların köyünü yıkmak için askeri emir almışlardı sonrasında da İsrail Yüksek Mahkemesi de aynı kararı verdi
İsrail koloniciliğinin devam etmesi
İsrail Devleti Doğu Kudüs’ü de içine alan Batı Şeria’daki koloniciliğinin başlamasından bu yana Doğu Kudüs’ü çembere alan büyük yerleşimleri sistematik bir şekilde inşa etti. Han el-Ahmar yaklaşık 200 kişinin yaşadığı Batı Şeria’da Doğu Kudüs’le illegal İsrail kolonisi Kfar Adumim arasında bir bedevi köyü. Bu köyün yıkımı bu şemada bütünüyle yer almaktadır ve İsrail için iki stratejik amacı devam ettirmekte.
- Doğu Kudüs’ün uluslararası hukuka göre de illegal olan İsrailli yerleşimciler tarafından daha da çevrelenmesine katkı sunan yeni bir yerleşime alan açmak ve bu köyün Filistin’le olan hinterlandını kesmek.
- Sadece İsrail araçlarının geçişine serbest, Batı Kudüs’ü Eriha ve Ürdün Vadisi’ne bağlayan, Batı Şeria’yı tam olarak aralıklı bir şekilde ikiye bölen ve gelecekteki Filistin Devleti’nin temellerini yok eden A1 otoyolunun genişlemesinin daha da önünü açmak.
Her yıl bölgedeki duruma dair bir rapor yayınlayan Avrupa ülkelerinin Kudüs’teki temsilcileri 2018 Ocak raporlarında bu meseleye dair yanılmadıklarını gösterdiler:
Şu anda, eğer güney ve kuzeyi iki parçaya bölecek olan E1 planı uygulamaya koyulmuş olsaydı Doğu Kudüs’le Batı Şeria’nın geri kalan kısmı bağlantısız olacaktı. Bu durum ciddi bir şekilde gelecekteki Filistin Devleti’nin devamını ve Kudüs’ün iki devletin gelecek başkenti olmasını tehlikeye atacaktı.
Yapılaşma izninin olmaması: Aldatıcı bahane
İsrail Han el-Ahmar’ın yıkımı için ilgili yapılaşma izninin olmaması argümanını kullanıyor ama:
- Bedevi köyleri ve Filistinlilerin yerleşimlerinin birçoğu yapılaşma izniyle biçimlendirilmemiş 1947’den önceki hukuka göre yapılmıştır. O günlerde kadastro uzunca bir süre yoktu.
- C bölgesi’nde (Batı Şeria’nın İsrail ordusu tarafından kontrol edilen kısmı) İsrail Filistinlilerden alması neredeyse imkansız olan yapılaşma izni almasını istiyor. Taleplerin %90’ı reddediliyor. İzin verildiğinde ise çok yüksek bir maliyette oluyor.
İsrail hükümeti Han el-Ahmar’ın bedevi sakinlerine Kudüs’ün eski belediye çöplüğüne yakın Ebu Dis köyüne uzak bir yere taşınma önerisinde bulunuyor.
Sistematik ve illegal bir politika
Han el-Ahmar İsrail tarafından yıkım tehlikesiyle karşı karşıya kalan tek yerleşim yeri değil. Bugün Kudüs etrafında (Cebel el Baba, Ebu Nuvar…), Ürdün Vadisi etrafında (Ayn el Helue, Um Cemal) hatta İsrail’in iç bölgelerinde dahi (Necev Çölü içerisindeki El-Akarib) İsrail’in ekonomik çıkarlarını ve illegal yerleşim yerlerini tehdit ettiği gerekçesiyle 46 yerleşim yeri yıkım tehdidi altında.
İsrail’in aldığı bu önlemler 4. Cenevre Konvensiyonu’na aykırı, özellikle içinde sivillere ait malların yıkımıyla (53.madde) ve nüfusun zorla yerinden edilmesiyle (49.madde) ilgili olan düzenlemelerinde aykırı olduğu görülmektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 7. Maddesinde insanlığa karşı suçu nüfusun zorla transferi ya da yerinden edilmesi olarak tanımlar ve bu tür önlemlerin karar vericilerine karşı cezai takibat yapar.
Avrupa Birliği açıkça Han el-Ahmar’ın İsrail tarafından yıkılmasına karşı tavır almaktadır. Fransa, Başkanı ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla, projeye olan karşıtlığını açıkladı lakin bu açıklamalar uluslararası sözleşmeler ve kararların tarafları ve uygulanmalarının garantörleri olarak yükümlülüklerin çok gerisindedir.
[Plateforme Palestine’de 16 Ekim 2018’de yayımlanan Fransızca orijinalinden Mücahit Yıldırım tarafından bdsturkiye.org için çevrilmiştir.]