Sayın İKSV yetkilileri,
Bu yıl 6-17 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 37. İstanbul Film Festivali’ne ve 23 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 46. İstanbul Müzik Festivali’ne, doğrudan İsrail resmi kurumlarının bir parçası olan ARTISRAEL’in de sponsor olduğunu üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız.
Malumunuz olduğu üzere Filistinlilerin ve muhalif Yahudilerin bir araya gelerek 9 Temmuz 2005’te kuruluş çağrısını yaptığı Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) kampanyası ve asıl olarak boykot hareketinin akademik ve kültürel ayağını oluşturan İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot İçin Filistin Kampanyası (PACBI); İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği topraklardan çekilinceye kadar, İsrail vatandaşı olan Filistinlilere uygulanan ırk ayrımcı politikalar son buluncaya kadar ve İsrail 194 sayılı BM kararında şart koşulduğu üzere Filistinli mültecilerin evlerine ve mülklerine geri dönüş haklarına saygı duyarak, koruyarak ve teşvik ederek yurtlarına geri dönmelerine izin verene kadar İsrail’in daimi ve tutarlı bir şekilde boykot edilmesi çağrısı yapmıştır.
Aradan geçen on üç yıl içerisinde binlerce kültür ve akademi emekçisi ve kurum Filistinlilerin boykot çağrısına uyup İsrail’i boykot ederek filmlerinin İsrail’de gösterilmesini, İsrail’de sahne almayı, İsrail’in sponsor olduğu herhangi bir etkinliğe katılmayı reddetmiştir.
ABD Başkanı Donald Trump, bir oldubittiyle Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıyıp sadece Filistin’i değil tüm bir bölgeyi savaşa çekme riski yaratmışken, İsrail’in en sağcı, en ırkçı partisi olarak bilinen, liderleri arasında “Beyrut kasabı” olarak ünlenen Ariel Şaron, Filistinlilere atom bombası atarak Filistin meselesinin çözülebileceğini savunan Avigdor Liberman ve halihazırdaki lideri Binyamin Netanyahu olan Likud Partisi iktidardayken İsrail’in sponsorluğunu kabul etmek İsrail’in işlediği insanlık ve savaş suçlarına kültürel etkinlik kalkanıyla suç ortağı olmak anlamı taşıyacaktır. Amacımız 100 yıllık işgal boyunca anlatımı ciltler dolusu kitap tutacak İsrail’in savaş suçlarını anlatmak değil ama daha 30 Mart’ta Gazze’de “Toprak Günü” sebebiyle yapılan barışçıl yürüyüşe İsrail ordusunun saldırması sonucu çoğu keskin nişancı kurşunuyla olmak üzere 19 Filistinlinin öldüğünü, yüzlerce Filistinlinin ise yaralandığını hatırlatmak isteriz. İşte İsrail tüm bu katliam politikalarını unutturmak, dikkatleri işgal gerçeğinden uzaklaştırarak normal bir devlet görüntüsü vermek için akademik ve kültürel etkinlikleri bir reklam, bir halkla ilişkiler çalışması olarak görmekte ve sponsorluk fırsatlarını kaçırmamaktadır. İsrail’e uygulanacak kültürel ve akademik boykot İsrail’in tüm bu şirin gözükme, normal gözükme çabalarına engel olup Filistin halkıyla dayanışmaya imkan yaratacaktır.
İsrail’e kültürel boykot kampanyasının belki de en ünlü siması olan Roger Waters İsrail’e kültürel boykot çağrısını yaptığı mektubunda şöyle seslenmektedir:
“Rock and Roll ailesindeki kardeşlerim, size bu mektubu ben ve dünyadaki binlerce sanatçı tarafından uygulanan İsrail’e karşı kültürel boykota katılmanız için yazıyorum. İsrail, uluslararası hukuk ve evrensel insan haklarına uygun davranana kadar İsrail’de sahneye çıkmayarak, gösteri yapmayarak veya İsrail hükümetiyle bağlı olan hiçbir kurumdan ödül veya fon kabul etmeyerek İsrail’deki ve işgal altındaki Filistin’deki apartheid uygulamalara karşı çıkan bizlere katılın lütfen.”
Biz de Filistin halkının sesine ses olan Roger Waters’ın çağrısını yineleyerek sizi Filistin halkının haklarına saygı duyarak işgal altındaki Filistin halkıyla dayanışmaya, İsrail’e karşı kültürel boykot kampanyasına destek olmaya ve İsrail’in ve onun diplomatik temsilciliklerinin sponsorluğunu reddederek aldığınız desteği iade etmeye çağırıyoruz.
BDS Türkiye