Uluslararası Af Örgütü: “İşgal altında bulunan Filistin’deki savaş suçları turistik eğlence değildir”

Uluslararası Af Örgütü, turizm şirketlerinin İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında yasadışı yerleşimlerin varlığına ve genişlemesine katkı sağladığını, Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini körüklediğini açıkladı

Uluslararası Af Örgütü bugün (30 Ocak) yaptığı açıklamada, Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor isimli büyük şirketlerin Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini körüklediğini kaydetti.

Açıklamada, internet üzerinden rezervasyon yapmayı sağlayan bu şirketlerin, Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yer alan İsrail yerleşimlerinde yüzlerce oda ve etkinlik ilanı yayınladığı belirtildi.

Uluslararası Af Örgütü’nün “İstikamet: İşgal” başlıklı raporunda, internet üzerinden rezervasyon şirketlerinin yasadışı İsrail yerleşimlerinde turizmi destekleyerek yerleşimlerin varlığına ve genişlemesine katkı sağladığı belgelendi.

“İnsancıl hukukun ihlali ve savaş suçu”

İsrail’in işgali altındaki Filistin topraklarına, İsrailli sivillerin yerleştirilmesinin “uluslararası insancıl hukukun ihlali ve savaş suçu” olduğunu belirten Uluslararası Af Örgütü, açıklamanın devamında şöyle denildi:

Buna rağmen, dört şirket, yerleşimlerdeki faaliyetlerini sürdürüyor ve hukuka aykırı bu durumdan kazanç elde ediyor. Raporuda incelenen yerleşimlerden biri, Han el-Ahmer Bedevi köyüne iki kilometreden daha az bir mesafede yer alan ve turizm merkezi olarak gelişen Kfar Adumim. İsrail Yüksek Mahkemesi, Han el-Ahmer köyünün İsrail güçleri tarafından tamamen yıkılmasına yeşil ışık yakmıştı. Kfar Adumim ve civarındaki diğer yerleşimler, yerel Bedevi topluluğuna yönelik insan hakları ihlallerinin temel nedenidir.

“Dört şirket insan hakları ihlallerine katkı sağlıyor”

Uluslararası Af Örgütü Küresel Ölçekli Tematik Konular Direktörü Seema Joshi de konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

İsrail’in Filistinlilere ait topraklara hukuka aykırı biçimde el koyması ve yerleşimleri genişletmesi, çok büyük acıları kalıcı hale getiriyor. Filistinliler evlerini terk etmeye zorlanıyor, geçim kaynakları yok ediliyor ve içme suyu gibi temel haklarından yoksun bırakılıyor. Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor, kendilerine paylaşımı ve karşılıklı güveni örnek aldıklarını iddia ediyor, ancak yerleşimlerde sürdürdükleri ticari faaliyetlerle insan hakları ihlallerine katkı sağlıyorlar.

İsrail’in, yasadışı yerleşimlerde gelişimini sürdüren turizm endüstrisini “yerleşimlerin varlığını ve genişlemesini meşrulaştırmanın bir yolu” olarak kullandığını belirten Joshi, sözlerinin devamında “İnternet üzerinden rezervasyon şirketleri de bu amaca ortak oluyor. Söz konusu şirketlerin işgal altındaki topraklarda yer alan hukuka aykırı yerleşimlerdeki tüm ilanlarını kaldırarak insan haklarını savunmasının zamanı geldi. Savaş suçları turistik eğlence değildir” dedi.

Airbnb’nin politikası

Airbnb, Kasım 2018’de, Al Jazeera ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yaptığı araştırmalar sonrasında Batı Şeria’da yer alan yerleşimlerdeki tüm ilanları kaldırma sözü verdi. Ancak şirket, bir diğer işgal altındaki bölge olan Doğu Kudüs’ü sözüne dahil etmedi. Airbnb’nin Doğu Kudüs’te yer alan yerleşimlerde 100’ün üzerinde ilanı bulunuyor.

Uluslararası Af Örgütü de Airbnb’ye, verdiği sözü tutma ve Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki topraklarda bulunan tüm yerleşimlerdeki ilanlarını kaldırma çağrısı yaptı ve devamında “Booking.com, Expedia ve TripAdvisor’a da işgal altındaki Filistin topraklarında yer alan tüm ilanlarını kaldırmalıdır” dedi.

“Yasadışı yerleşimlerde turizm teşvik ediliyor”

Uluslararası Af Örgütü’nün raporu, Filistinlilere ait toprağı ve doğal kaynakları sömürmeleri için İsrail hükümetinin yerleşimcilere izin verdiğini ve onları teşvik ettiğini, üstelik Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor’ın da bu sömürüden yararlandığını ortaya koydu.

Raporda incelenen dört şirketin Doğu Kudüs de dahil olmak üzere yerleşimlerde ilanları var. Raporun yazıldığı bugünlerde işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde yer alan yerleşimlerde;

– ABD merkezli Airbnb’nin 300’ün üzerinde mülk ilanı,

– ABD merkezli TripAdvisor’ın 70’in üzerinde turistik eğlence, tur, restoran, kafe, otel ve kiralık daire ilanı,

– Hollanda merkezli Booking.com’un 45 otel ve kiralık mülk ilanı,

– ABD merkezli Expedia’nın ise dört büyük otel de dahil olmak üzere konaklama imkanı sunan yerlerin ilanı bulunuyor.

“Savaş suçlarından kazanç elde ediliyor”

Şubat ile Ekim 2018 arasında, yasadışı İsrail yerleşimlerinin civarında Filistinlilere ait dört köyü, Doğu Kudüs’ün Silvan mahallesini ve El Halil’de yaşayan Filistinli bir topluluğu ziyaret eden Uluslararası Af Örgütü, bu yerlerin tümünün yerleşimcilerin işlettiği ve ciddi kazançlar elde ettiği turistik mekanların yakınında bulunduğunu kaydetti. Af Örgütü ayrıca; Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor’ın hukuka aykırı yerleşimlerde turizmin desteklenmesinde önemli rol oynadığını, aynı zamanda İsrail yerleşimlerindeki ilanların yerini her zaman belirtmediklerini ve bu şekilde müşterilerini yanlış yönlendirdiğini de tespit etti.

Şilo yerleşiminin hemen yan tarafında yaşayan Filistinli bir çiftçi, “Turistler buraya beyinleri yıkanmış halde geliyor, onlara yalan söyleniyor, buranın bizim toprağımız olduğunu bilmiyorlar” dedi.

İsrail hükümeti, arkeolojik bir alana turist çekmek için Şilo yerleşiminde büyük bir turizm danışma merkezi inşa ediyor. Şilo yerleşiminin yakınında Filistinlilere ait iki köy 1990’ların sonlarından bu yana 5.500 hektardan (55 kilometrekare) fazla toprak kaybetti. Birçok kişi köylerden gitti, kalanlarsa sık sık silahlı yerleşimcilerin saldırılarına uğradıklarını söylüyor. Airbnb, Booking.com ve TripAdvisor’ın üçü de Şilo’da yer alan ilanlar yayınlıyor, ancak sadece Booking.com yayınladığı ilanın İsrail yerleşiminde olduğunu açıklıyor.

İsrail hükümeti son yıllarda yerleşimlerdeki turizm endüstrisini geliştirmek amacıyla çok büyük meblağlarda yatırımlar yaptı. Filistinlilerin topraklarına ve evlerine el koyulmasını meşru kılmak için belirli bölgelerin turistik alanlar olarak tanımlanmasından faydalanan İsrail hükümeti, Yahudilerin bölgeyle tarihsel bağlarını vurgulamak için de yerleşimleri bilinçli bir şekilde çoğunlukla arkeolojik alanların civarında inşa ediyor.

Bu şirketler doğal koruma alanlarına düzenlenen gezilerin reklamını yapıyor ve turistleri patikalarda yürüyüş yapmaya, çöl safarilerine katılmaya ve yerel üzüm bağlarında üretilen şarapları tatmaya davet ediyor” diyen Seema Joshi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Tüm bunlar Filistinlilerden hukuka aykırı bir biçimde el konulan doğal kaynaklar olsa da söz konusu etkinliklerden yalnızca yerleşimciler ve onlarla iş yapan internet şirketleri kazanç sağlıyor.

“Yerleşimlere karşı yasalara ihtiyaç var”

Yasadışı yerleşimlerden kâr eden ve yerleşimlere katkı sağlayan yalnızca turizm endüstrisi de değil. Dünyanın birçok ülkesi yasadışı İsrail yerleşimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu kabul etse de, her yıl yerleşimlerde üretilen yüz milyonlarca sterlin değerindeki ürün İsrail dışına ihraç ediliyor.

Uluslararası Af Örgütü, yerleşimlerde iş yapmaya son vermeleri için şirketlere tek tek çağrıda bulunmanın yanı sıra, hükümetlere de gerekli düzenlemeleri yaparak bu durumu zorunlu hale getirmeleri ve yerleşimlerde üretilen ürünlerin ithalatını yasaklayan yasalar çıkarmaları için çağrı yaptı.

Seema Joshi, “Yerleşimlerin hukuka aykırı olduğunu söylemek ve onları kınamak yeterli değil, yerleşimleri karlı hale getiren ticari faaliyetler durdurulmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

İrlanda Parlamentosu, İsrail yerleşimlerinde üretilen ürün ve hizmetlerle ticaret yapmayı yasaklayacak çok önemli bir yasayı onaylama sürecinde. Uluslararası Af Örgütü, diğer ülkelere de İrlanda’nın adımlarını takip etme çağrısı yaptı.

bdsturkiye.org