İsrail, Filistinlilere karşı işlediği savaş suçlarının tarihsel kanıtlarını yok ediyor

İsrail işgal güçlerinin Filistinlilere karşı işlenen savaş suçlarının tarihini yok etmek için önlemler aldığı ortaya çıktı

Filistin Nakbası, 1948

İsrail gazetesi Haaretz, temmuz ayı başında, İsrail işgal güçlerinin Filistinlilere karşı işlenen savaş suçlarının tarihini yok etmek için aldığı önlemleri ortaya çıkaran bir araştırma yayımladı. Başkanlığını Yehiel Horev’in yaptığı İsrail askeri birimi Malmab (Savunma Bakanlığı Güvenliği Kurumu’nun İbranice kısa adı) 1987’de “hassas” belgeleri devlet arşivlerinden kaldırmaya başlamıştı. Kurumun resmi amacı İsrail’in nükleer programı ile ilgili hassas bilgileri devlet arşivlerinden kaldırmak olsa da Malmab’ın 1948’deki Nakba sırasında Filistinlilerin etnik temizliğiyle ilgili belgeleri de ortadan kaldırdığı daha önceden anlaşılmıştı.

Gözler önüne serilen Nakba katliamları

Nakba sırasında 800 bin Filistinli zorla topraklarından çıkarılmış ve mülteci konumuna gelmişti. İsrail hükümetinin resmi anlatısıysa Filistinlilerin Arap siyasetçilerin ve liderlerin de teşviğiyle göçü seçtikleri yönünde. Malmab, bu resmi anlatıyla çelişen bütün belgeleri “güvenlik tehdidi” addederek devlet arşivlerinden kaldırıyor. Haaretz, Malmab’ın İsrail İşgal Gücü generallerinin sivillere yönelik katliamlar ve ev yıkımları hakkında söylediklerini; dahası, erken dönem İsrail devletinin Bedevi toplulukları topraklarından zorla çıkardığına dair kanıtları ortadan kaldırdığını söylüyor.

Bunun bir örneği, İzak Rabin Merkezi’nin İsrail’in eski askeri figürleriyle yaptığı bir dizi röportaj serisinin 2000’lerin başındayok edilmesi. Şu anda kamuoyuna açık belgelerle orijinallerini karşılaştıran Haaretz, belgelerin büyük bir kısmının eksik olduğunu gördü. Tarihçi Boaz Lev Tov’un tümgeneral Elad Peled ile yaptığı röportajdan çıkarılan bu eksik kısımlar bilhassa sarsıcı:

Peled: Bak, sana Sasa’daki (Yukarı Celile’de bir Filistin köyü) büyük baskınla ilgili daha az hoş ve acımasız bir şey söyleyeyim. Aslında amaç onları caydırmaktı, onlara: ‘’Sevgili arkadaşlar, Palmach (Haganah “saldırı birlikleri”) her yere ulaşabilir; kimse muaf değil.’’ demekti. Burası, Arap yerleşimlerinin kalbiydi. Peki biz ne yaptık? Benim askeri müfrezem 20 evi içerdeki her şeyle beraber havaya uçurdu.

Lev Tov: İnsanlar içerde uyurken mi?

Peled: Öyle zannediyorum. Orada ne oldu, geldik, köye girdik, her evin hemen yanına bomba kurduk, sonra Homesh borazan çaldı çünkü radyomuz yoktu bu bizim birliklerimizin ayrılma işaretiydi. Ters yöne koştuk, uzmanlar kaldı ve bombayı patlattı, her şey bu kadar basitti. Fitili ateşlediler ya da fünyeyle patlattılar ve bütün evler yok oldu.

Askeri operasyonların sonuçları

Malmab’ın ortadan kaldırdığı bir diğer belge de 1948 tarihli İsrail askeri istihbaratı belgesi.  Şin Bet’in öncü oluşumu Shia’dan bir yetkilinin “Filistinli Arapların tehciri” başlığıyla yazdığı, bu fazlasıyla uzun belge 219 köy ve 4 şehrin etnik temizliğini karmakarışık bir şekilde tasvir ediyor. Belge Filistinlilerin topraklarını terk etmek zorunda kalmasının 6 temel sebebini şöyle sıralıyor: 1. Doğrudan Arap yerleşim yerlerine karşı yöneltilen düşmanca Yahudi eylemleri 2. Bu düşmanca eylemlerin civar köylerdeki etkisi 3. İsrailli ayrılıkçı terör örgütlerinin özellikle de İrgun ve Lehi’nin operasyonları  4. Filistinli kurumların ve liderlerin verdiği emirler 5. Yahudi ‘söylenti operasyonları’ ile bölgedeki Arapları göçe zorlamak 6. “tahliye bildirileri”. Yetkilinin tahminine göre Filistinli mültecilerin yüzde 70’i evlerini doğrudan Yahudi askeri operasyonları yüzünden terk etti. İsrailli Siyonist tarihçi Benny Morris bu belgeyi 1986 senesinde Nakba’yla ilgili bir makalesini yazmak için kullandı. Kısa süre sonraysa Morris bu belgelerin devlet arşivinden kaldırıldığını fark etti.

Tarihe sansür

Dahası, Malmab bu büyük sansür çarkının sadece bir dişlisi: İsrail’in arşivci başkanı Tuvia Friling’in aktardığına göre; “1998’de Şin Bet ve Mossad arşivlerinin [en eski dosyalarındaki] gizlilik süresi doldu… Göreve geldiğimde tüm evrakların gizlilik süresinin [50 yıldan] 70 yıla çıkarılmasını istediler, bu tuhaftı – birçok evrak ulaşılabilir durumdaydı.” Şubat 2018’den bu yana da gizlilik süresi 90 yıl. Haaretz, Akevot Araştırmaları Merkezi yönetici müdürü Lior Yavne’den alıntı yaparak İsrail’deki en büyük arşiv olan İsrail Silahlı Kuvvetleri Arşivi’nin hava bile sızdırmaz bir şekilde kapalı olduğunu ve belgelerin yaklaşık yüzde 1’i erişime açık olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “[Bilim insanları için] Çok çok önem ihtiva eden materyali içeren Şin Bet arşivleri de bir avuç doküman dışında tamamen kapalı.’’

İsrailli anti-Siyonist tarihçi Ilan Pappe de Electronic Intifada sitesinde yayınlanan makalesinde kendisinin ve Nakba dönemi belgeleriyle çalışan tarihçilerin gerçeği ortaya çıkarmak için kullandıkları; katliamları, tecavüzleri, yağmaları ve ev yıkımlarını da içeren belgelerin yok edildiğinin uzun zamandır farkında olduklarını söylüyor. Pappe bu tarihçilerin ‘köy dosyalarını’ yeniden değerlendirmelerinin mümkün olmadığını ifade ederken bu durumun kendisine göre 1948 savaşının bir etnik temizlik olduğunu kanıtladığını belirtiyor. Benzer şekilde, Haaretz’in makalesinin yayınlanması üzerine de Morris 2005 yılında, 1948 Deyr Yasin katliamını yazarken kullandığı belgeleri görme isteğinin reddedildiğini söyledi. İsrail Silahlı Kuvvetleri Morris’e ‘’belgeler şu anda kapalı’’ demekten başka bir açıklama yapmadı.

İsrail bu bilgilere erişimi neden engelliyor?

Malmab’a 20 yıldan uzun süre başkanlık yapan Yehiel Horev’le arşiv projesiyle ilgili röportaj yapan Haaretz, Horev’in 1948’e dair belgelerin açığa çıkmasının ‘ülkedeki Arap nüfusunda rahatsızlık yaratabileceğini’ söylediğini aktardı. Aslında “Yeni Tarihçiler” belgelerin birçoğunu bugüne dek yayınladı, Horevse bu belgelerin yok edilmesinin bu yeni tarihi geçersiz kılacağını ve Filistinli mültecilerle ilgili çalışmaları sabote edeceğini umuyor. Sansürün İsrailli diğer savunucularıysa bu gerçeklerin meydana çıkmasının İsrail’in dış ilişkilerini zayıflatabileceğini ve İsrail’in savaş suçu işlemekten yargılanabileceğini öne sürüyor.

Kaynak: Filistin Haber Ağı