24 Ekim 2017

İsrailli yurttaşlardan Nick Cave’ye: “Apartheid rejiminin bir parçası olmayın, İsrail’i boykot edin!”

Bir grup İsrail vatandaşı Nick Cave’ye PACBI’nin İsrail’de konser vermemesi yönündeki çağrısına uyması talebinde bulundu

Bizler İsrail hükümetinin baskı, işgal, apartheid ve yerli Filistin halkına[1] yönelik etnik temizlik politikalarına karşı olan İsrail yurttaşlarıyız. Pek çoğumuz hayatının önemli kısmını bu türden politikalara karşı durmakla geçirmiş insan hakları eylemcileriyiz. Eylemcilikle geçen uzun yıllar, apartheid sistemini durdurmanın en etkili yolunun, onun ekonomik kaynaklarını ve siyasi meşruiyetini reddetmek olduğunu anlamamızı sağladı. Bu nedenle, bu türden eylemleri ortadan kaldırmayı hedefleyen Filistinli sivil toplum örgütü BDS’yi tüm gücümüzle destekliyoruz.[2] Çağrımızı dikkate almanızı ve İsrail’deki konserinizi iptal etmenizi talep ediyor ve bu yüzden yazıyoruz.

Hatırlatmak yerinde olur, tıpkı apartheid rejimi altındaki Güney Afrika’nın Sun City kenti gibi, Tel Aviv de, vahşi kolonizasyon tarihini hatta bizzat kentin tarihini hasıraltı ederek, İsrail’i “harika” ve “olgun” bir demokrasi[3] olarak pazarlamak için reklam yüzü olarak kullanılıyor. Tel Aviv, yerleşik halkın öldürüldüğü yahut Nakba boyunca sürgün edildiği, 1948 yılında Siyonist militanlarca (daha sonra İsrail ordusu haline geldi) yapılan etnik temizliğin yıkıntıları üzerine kurulmuş bir şehir.[4]

Bu yalnızca Tel Aviv / Yafa’nın geçmişine ait buzdağının görünen yüzü, başlı başına apartheid rejiminden arda kalanın simgesi. İsrail Yafa’da soylulaştırma, ayrımcılığa yönelik finansman ve İsrail’deki Filistinli yurttaşlara karşı elliyi aşkın ayrımcı yasa bulunuyorken, onlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan ayrımcı polis gücü devreye sokuyor.[5] Batı Şeria ve Gazze’de saldırgan bir askeri rejimden geri kalır yanı olmadan her gün sistematik bir biçimde ölümcül bir güç tatbik ediyor.

Batı Şeria’da, yalnızca geçtiğimiz bir buçuk sene içinde, 380’i aşkın Filistinli çocuk, kadın ve erkek, İsrail silahlı güçleri ve silahlı siviller tarafından öldürüldü, yargısız infazların yapıldığına dair, Uluslararası Af Örgütü gibi, aynı zamanda küresel siyasi bir figür olan sivil toplum örgütleri tarafından sağlam temellere dayanan açıklamalar mevcut.[6] Öldürülenlerin dörtte biri çocuklardan ve henüz reşit olmayanlardan oluşuyor. Bununla beraber, İsrail, Filistinlilere ait evleri yıkıyor (bunu ayrıca İsrail’deki Filistinli Bedevi topluluklara da uyguluyor). Filistinlilerin topluca gözaltına alınmalarına yönelik askeri baskınlar ve sokağa çıkma yasaklarının, karartmaların ve kontrol noktalarının boğucu gerçekliği gündelik rutinler haline geldi.

Kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde, geçtiğimiz 7 yıl içinde, İsrail şiddetli birçok kitlesel bombalama harekâtları düzenledi. Sonuncusu, 2014’te, İsrail’in devasa ateş gücü kullanımı sebebiyle 500’den fazlası çocuk 2200 Filistinlinin katledilmesiyle sonuçlandı. 89 aile tamamıyla yok olup giderken, 18 bin ev yerle bir oldu yahut ağır biçimde hasar gördü.[7] Kuşatma altındaki bölge insanı için İsrail’in rutin olarak Filistinli çiftçi ve balıkçıların üzerine açtığı ateşlerle ve tankların tarım alanlarına düzenli olarak saldırmasıyla şiddetlenen yeni bir saldırı korkusu hep canlı.[8]

İsrail içinde, Filistinli yurttaşlar, 50’den fazla yasa ile beraber temel insani haklarını tanımayan ve giderek büyüyen bir apartheid sistemine tabi tutuluyor ve Yahudi yurttaşlar bu durumdan neredeyse zevk alıyor.[9] Filistinli siyasal partilere yönelik eziyet artarken[10], İsrailli kamu otoritelerinin asılsız iftiraları da sönmek bilmeyen bir yangın gibi yayılıyor. [11]

Hepimiz biliyoruz ki geçtiğimiz yıl, her biri dünya çapında çocukların hedeflerini geliştirmeye, okuryazarlığa hususi önem vererek odaklanan Room to Read, Pencils of Promise ve diğer STK’lere destek veren bir etkinliği desteklemiştiniz.[12] Bu yüzden, BM Çocuklar İçin Özel Temsilciliği’nin, İsrail’i taciz, tutukluluk, işkence, cinsel istismar, zarar verme ve öldürmeyi içeren çocuk haklarını ciddi biçimde ihlal edenlere yönelik resmi listeye eklemeyi önerdiğini farkında olduğunuzdan emin olmak istiyoruz.[13] Lütfen şunu da farkına varın ki Filistin nüfusunun yarısı,[14] milyonlarcası içler acısı sefalet koşulları altında, finansal ve kişisel güvenlikten[15] mahrum bir şekilde yaşayan çocuklardan oluşmaktadır.

Bizler ayrıca 2014’teki[16] İsrail bombardımanı boyunca Elbit Systems fabrikasının iki günlüğüne kepenk kapatması için dava açan Staffordshire Dokuzları’na verdiğiniz destekten de haberdarız, tıpkı Filistinli çocuklar için BDS destekçileri Roger Waters ve David Gilmour[17] ile beraber Hoping Foundation’ın bağış toplayıcıları arasında yer aldığınızı bildiğimiz gibi.

Bu sebeple sizden adaletin yolunu izlemenizi istiyoruz. Irkçılığa, işgale ve apartheida karşı keskin sözler söyleyin ve ona karşı durun. Lütfen apartheid İsrail’deki konserinizi iptal edin.

İçtenlikle

Boykot! Filistin BDS Hareketi’ne içeriden destek.

Dipnotlar:

[1] http://boycottisrael.info/ –

[2] https://bdsmovement.net/call

[3] https://pulsemedia.org/2012/07/24/boycotting-the-white-city-good-for-tel-avivians/

[4] https://electronicintifada.net/content/jaffa-eminence-ethnic-cleansing/8088

[5] http://www.adalah.org/en/content/view/7771

[6] https://www.amnesty.org/en/latest/news/2016/09/israel-opt-pattern-of-unlawful-killings-reveals-shocking-disregard-for-human-life/

[7] http://gaza.ochaopt.org/2015/06/key-figures-on-the-2014-hostilities/

[8] https://pulsemedia.org/2015/10/18/lets-talk-about-genocide-shoot-to-kill-israels-new-phase-of-genocidal-policy/

[9] http://www.adalah.org/en/content/view/7771