Sayın Ankara Film Festivali yetkilileri,
Daha İstanbul Film Festivali’ne ve İstanbul Müzik Festivali’ne yapmış olduğumuz İsrail’i boykot çağrısının tabiri caizse mürekkebi kurumamışken 19-29 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 29. Ankara Film Festivali’nin de İsrail sponsorluğunda yapılacağını yine üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Öncelikle sponsorlarınızı açıklama işini son günlere bırakmanızın ve festival sayfanızda sponsor logolarının geçmiş yılara oranla daha küçük görünmesinin dikkatlerimizden kaçmadığını belirtelim.
Sadece son 3 haftada Gazze’de gerçekleştirilen barışçıl Büyük Geri Dönüş yürüyüşüne İsrail askerilerinin saldırısı sonucu onlarca kişi ölmüş, yüzlercesi yaralanmışken İsrail sponsorluğunu kabul etmekteki bu ısrarı, Filistinlilerin boykot çağrılarına karşı bu kayıtsızlığı anlamakta güçlük çekiyoruz.
Defaatle hatırlatmaktan bıkmayacağız. Dünya üzerinde halklarına karşı tasvip edilmeyecek politikalar uygulayan pek çok devlet var. Ama İsrail’i bunlardan biri saymak yetersiz kalır. İsrail; tarihi Filistin topraklarında, Filistinlilerin katledilmesi, topraklarından zorla çıkarılarak sürgüne gönderilmesi pahasına kurulan işgalci bir devlet, 100 yıllık işgalde sayısız BM kararlarını ve uluslararası hukuku hiçe sayan bir haydut devlettir. Bugün neredeyse tarihi Filistin topraklarının tamamı İsrail işgali altındadır. Filistin halkının üçte ikisi üç kuşaktır mülteci durumunda.
Gazze 2008 yılından bu yana tarihin en utanç verici ablukası altındayken, Batı Şeria’da Filistinlilerin hayatını cehenneme çeviren, yasadışı olduğu ve yıkılması gerektiği yönünde Uluslararası Adalet Divanı kararı olan, Berlin Duvarı’nın üç katı uzunluğunda ve iki katı yüksekliğinde,”Apartheid Wall” olarak adlandırılan ayrımcı duvar yükselmektedir. Her türlü zulme rağmen İsrail’in topraklarından söküp atamadığı İsrail yurttaşı Filistinliler eğitim, iş bulma, mülk sahibi olma vs. hayatın her alanında ırkçı uygulamalara maruz kalmaktadır. Filistinlilerin de ilham aldığı bir BDS hareketi ile tarihe karışan Güney Afrika’daki ırkçı rejim ile İsrail’in Filistinlilere yönelik uygulamalarını kıyaslayanlar İsrail’in Güney Afrika’dakinden daha da ırkçı bir apartheid rejimi uyguladığını belirtmektedirler.
İşte Filistinlilerin kurduğu, İsrail devletini ve politikalarını kınayan birçok Yahudinin de içinde yer aldığı BDS hareketi ve onun akademik ve kültürel ayağını oluşturan PACBI; dünyadaki tüm işgal karşıtı, vicdan sahibi insanlara İsrail işgali bitene kadar, Filistinli mülteciler evlerine dönene kadar ve İsrail yurttaşı Filistinlilere uygulanan ırkçı politikalar son bulana kadar İsrail’i boykot etme çağrısı yapmaktadır.
İsrail; katliamlarını, ırkçı uygulamalarını, ayrımcı duvarını, Gazze ablukasını akademik ve kültürel etkinliklere sponsor olarak örtmeye çalışmaktadır. Normal bir devlet olduğu izlenimini uyandırmaya çalışmakta, böylece “Ortadoğu’nun tek demokratik devleti” yalanının reklamını yapmaktadır. Fakat biz biliyoruz ki hiçbir film,hiçbir şarkı, hiçbir kültürel etkinlik toprakları işgal altında olan bir halkın varlığını, kontrol noktalarında geçişine izin verilmediği için doğum yapmak zorunda kalan ve ölen Filistinli kadınları, son haftalarda yapılan barışçıl gösterilerde Filistinlileri onar onar öldüren İsrail keskin nişancılarını unutturamayacaktır. Kültürel ve akademik etkinliklere İsrail sponsorluğunu kabul etmek tüm dünyada “whitewashing” olarak kabul edilmekte ve mahkûm edilmektedir.
Sizi tüm bu hakikatler karşısında İsrail’in suçlarını örtme ve aklanma çabalarına ortak olmamaya, Filistin halkıyla dayanışmaya, İsrail’e karşı kültürel boykot kampanyasına destek olmaya ve İsrail’in ve onun diplomatik temsilciliklerinin sponsorluğunu reddederek aldığınız desteği iade etmeye çağırıyoruz.
BDS Türkiye