İsrail ağaç dikmek için Filistinlileri topraklarından söküyor: Nakab’da neler oluyor? – Yumna Patel

İsrail’in Filistinlileri zorla topraklarından çıkarma çabalarının yoğunlaştığı sırada #savethenaqab kampanyasının sosyal medyada ivme kazanmasıyla beraber İsrail polisinin Nakab’da eylem yapan Filistinli Bedevileri şiddet kullanarak bastırmasına ait fotoğraf ve videolar sosyal medyada gündem oldu

İsrail’in güneyinde bulunan Nakab’da (Necef Çölü) Yahudi Ulusal Fonu (Jewish National Fund – JNF) tarafından başlatılan ve bölgede yaşayan Bedevi topluluğunun geçimini tehdit eden ağaçlandırma girişimine karşı haftalardır yapılan eylemlere İsrail polisinin saldırması sonucunda onlarca Filistinli yaralandı ve tutuklandı.

Eylemler Nakab’ın, çölün ortasındaki bereketli el-Nak bölgesinde yoğunlaştı. Bu bölge, pek çok Bedevi köyünde kümeler halinde yaşayan yaklaşık 30 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor.

Aralık ayından beri Filistin’de Yahudi yerleşimleri kurulmasını teşvik etmek için çaba sarf eden hükümet güdümlü JNF örgütü, Filistinlilerin toprağını dümdüz ediyor ve el-Nak bölgesinde Bedevi topluluklarına ait ağaçları yerlerinden sökerek bölgeyi ağaçlandırmaya hazırlıyor.

JNF’nin İsrail polisinin tam denetim ve desteği altında Nakab’da sürdürdüğü ağaçlandırma girişimi, bölgedeki Bedevi toplulukların büyük kitleler halinde eylem yapmasına sebep oldu. Bedevi toplulukları bu ağaçlandırma girişiminin, rejimin kendilerini topraklarından yoksun bırakma çabalarının bir yenisi olduğunu ifade ediyor.

Eylemler İsrail güçlerinin saldırılarıyla karşılaştı. Sosyal medyadaki fotoğraf ve videolar, İsrail güçlerinin eylemcilere göz yaşartıcı bombalarla saldırdığını, eylemcileri şiddet kullanarak dağıttığını ve bölgedeki çadırları yıktığını gösteriyor.

Middle East Eye’ın raporuna göre İsrail polisi, el-Nak bölgesinde bulunan Sava Andal-Atraş köyünden en az 35 Filistinliyi gözaltına aldı. El-Cezire de eylemlerin başladığı günden bu yana çocuklar dâhil en az 80 Filistinlinin gözaltına alındığını ve “büyük çoğunluğunun” hâlâ nezarette tutulduğunu belirtti.

Yerel medya ise İsrail polisinin, son günlerde sayısı çok artan ve aynı zamanda Filistinlilerin yoğun olarak yaşadığı diğer şehirlerde dayanışma eylemlerinin düzenlenmesini de tetikleyen eylemlere destekçilerin katılmasını engellemek için kontrol noktaları kurduğunu ve bölgedeki köylere giriş ve çıkışları yasakladığını aktarıyor.

Şiddetin ve yerinden edilmenin tarihi

Nakab, İsrail’e ait toprakların tamamının neredeyse yarısı büyüklüğünde bir alan ve İsrail vatandaşlığı bulunan yaklaşık 300 bin Filistinli Bedeviye ev sahipliği yapıyor.

Bugün Nakab’da yaşayan Bedeviler, 1948’deki Nekbe sırasında sayısı 80 ila 90 bin arasında değişen Bedevinin topraklarından zorla göç ettirilmelerinin ardından bölgede kalanların soyundan geliyor.

Nakab’da yaşayan Bedevilerin yaklaşık yarısı İsrail’in “yasadışı kümeler” dediği, “tanınmamış” 40 köyde ikamet ediyor. Bedevilerin çoğu atalarının topraklarında yaşıyor olmasına rağmen -geriye kalanlar 1940’tan sonra ülke içinde yerlerinden edildi- İsrail onları “mütecaviz” olarak görüyor ve topraklar üzerindeki mülkiyet haklarını tanımıyor.

“Tanınmamış” statüleri dolayısıyla İsrail bölgede yaşayan bu insanlara hiçbir hizmet sağlamıyor ve devlet planlamasının dışında tutuluyorlar. Bu da bir belediye meclislerinin olmadığı, hükümetin eğitim ve sağlık hizmetlerinden çok az yararlandıkları ya da hiç yararlanmadıkları ve elektrik ve su şebekesine bağlı olmadıkları anlamına geliyor.

“Yasadışı” addedilen bu topluluğun bizzat varlığı ve evleri sürekli yıkım tehlikesi altında bulunuyor. Öyle ki, İsrail bazı köyleri neredeyse 200 defa yıktı.

Rejim, onlarca yıldır bu toplulukları evlerinden çıkarmak ve önceden planlanan yerleşim yerlerine taşımak için elinden geleni yaptı. İnsan hakları örgütleri böyle bir çabanın uluslararası hukuka göre savaş suçu teşkil edecek şekilde zorla nakil derecesine vardığını belirtiyor. Bütün bunlar yaşanırken İsrail bölgede Yahudi yerleşimleri kurmak ve teşvik etmek için milyarlarca şekel tutarında yatırımlar yapıyor.

JNF: Çevrecilikle maskelenmiş sömürgecilik

1901 yılında bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulan JNF’nin amacı Avrupa’daki Yahudilerin Filistin’e yerleşmesi için toprak satın almak ve son kertede Yahudi çoğunluklu bir devleti yaratmak ve korumaktı.

Tarihsel olarak JNF’nin erken dönem kurucuları bir Yahudi devleti yaratmak için Filistinlileri mülksüzleştirmeyi, onları topraklarından kovmayı ve Nekbe sırasında Filistinli köylerin yok edilmesini savunuyordu.

JNF kendisini en büyük ününü İsrail’deki ağaç dikme girişimlerinden alan çevreci bir örgüt olarak pazarlayadursun, bu tür girişimler 1948’e giden süreçte ve sonrasında, yahut Nakab örneğinde görüldüğü üzere bugün de Filistinlilerin maruz kaldığı etnik temizliğin üzerini örtmek ve Filistinlileri sürekli olarak mülksüzleştirmek için tasarlandılar.

Bağışlarının büyük bölümü Amerika’daki ya da başka ülkelerdeki Yahudi topluluklarından gelen JNF’nin ağaçlarını diktiği bu araziler, JNF benzeri örgütlerin topyekûn imha etmeyi amaçladığı yıkılmış Filistin köylerine ait araziler oluyor.

JNF’nin şu anda faaliyet gösterdiği yerler İsrail topraklarının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor ve örgüt İsrail’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan Filistinlilerin durmaksızın mülksüzleşmesine yol açan ırkçı ve Filistin düşmanı politikalarını teşvik etmeye devam ediyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’te JNF, Filistinlilerin evlerinin müphem şekilde satın alınıp sonra da İsrailli yerleşimcilere teslim edilmesi süreçleriyle bağlantılı. Örgüt, Batı Şeria’nın -Filistinlilerin ev inşa etmesinin yasak olduğu- C bölgesinde ise yerleşim yerlerinin kurulması ve genişletilmesi için Filistinlilerin özel mülkiyetindeki toprakları satın alıyor.

Bu örgüt bizzat İsrail içinde, ülkedeki Filistinli vatandaşların ikamet etmek, ticaret yapmak ve tarımsal faaliyet yürütmek amacıyla devlet arazilerine erişimini neredeyse imkansız hale getirmek için İsrail hükümetiyle beraber çalışıyor ve Necef çölünde “Elçi Ormanlar” girişiminin bir parçası olarak ağaç dikmek için Filistinli Bedevilere ait köylerin yıkılmasını savunuyor.

501(c)(3) sayılı hayır kurumu olarak tescillenen JNF’nin İsrail ve Filistin’de yürüttüğü bütün faaliyetler Amerika’daki vergi mükelleflerinden mali destek alırken, örgüt Amerika’da yapılan vergi indirimine tâbi yardım ve bağışlar sayesinde her sene milyonlarca doları cebe indiriyor.

[Mondoweiss’te 14 Ocak 2022 tarihinde yayımlanan İngilizce orijinalinden bdsturkiye.org tarafından Türkçeye çevrilmiştir]