“Kadınların kurtuluşu ve özgürlüğüne ne kadar önem verdiğinizi her fırsatta dile getiren feminist bir sanatçı ve kadın mücadelesinin bir öznesi olarak sizi, Filistinli kadınların, LGBTİ+ ve kuirlerin İsrail tarafından maruz kaldıkları insan hakları ihlallerine karşı yürüttükleri hak ve adalet mücadelesiyle dayanışma göstermeye davet ediyoruz”
Sevgili Kalben,
Konser programınıza baktığımızda 22 Eylül’de İsrail Festivali’nde sahne alacağınızı gördük. BDS TÜRKİYE olarak bunu gördüğümüze üzüldüğümüzü belirtmek isteriz. Çünkü;
İsrail Festivali’nin gerçekleşeceği Kudüs 1948’de kısmen, 1967’den itibaren ise tamamen İsrail işgali altında. Kudüs’te yaşayan Filistinliler kendi anavatanlarında belirsiz bir statüyle ikamet ediyor. Barınmak için inşa ettikleri evler zorla kendilerine yıktırılıyor. Yakın zamanda Doğu Kudüs’te Silvan ve Şeyh Cerrah mahallelerinde yaşayan Filistinliler güç kullanılarak evlerinden tahliye edilmek istendi. Bu evlere, Yahudi yerleşimciler yerleştirilmek isteniyor.
İsrail, dünya üzerinde açıkça ırkçı-sömürgeci yasaları olan tek devlet. Bugün bu oluşuma direnen her yaştan ve her cinsiyetten Filistinli, İsrail işgal gücünün hedefi oluyor. Evleri yıkılıyor, suçlama olmadan yıllarca “idari gözetim” altında kalıyor, öldürülüyor, sakat bırakılıyor. İsrail, Kudüs’te yaşayan Filistinlilerin, doğdukları şehir ve ülkede yaşama, buradan seyahat amaçlı çıkma ve geri dönme gibi haklarını kısıtlıyor, Filistinlileri kendi ülkelerine yabancılaştırıyor.
Yüzyılı aşkın bir süredir İsrail’in devam ettirdiği ölüm-sürgün-işgal politikalarına direnen Filistin halkı ve bu suça ortak olmak istemeyen muhalif Yahudiler bir araya gelerek bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce Uluslararası BDS (Boycott, Divestment, and Sanctions -Boykot, Yatırımları Geri Çekme ve Yaptırımlar) hareketini başlattı ve bu hareketin bir parçası olarak da İsrail’e Karşı Akademik ve Kültürel Boykot; İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası (PACBI) ortaya çıktı. PACBI, kültür ve akademi emekçilerini, sanatçıları, entelektüelleri ve uluslararası kamuoyunu İsrail’in, 1967’de işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi sağlanıncaya, Filistinli mültecilerin BM 194 sayılı kararına binaen yurtlarına geri dönme hakkı tanınıncaya ve İsrail yurttaşı Filistinlilere uygulanan ayrımcılığa son verilerek tam eşitlik sağlanıncaya kadar İsrail akademik ve kültürel kurumlarını kapsayıcı ve tutarlı biçimde boykot etmeye çağırıyor. Şu an dünyanın birçok yerinden birçok kültürel ve akademik kurum, binlerce kültür emekçisi ve akademisyen boykot kampanyasına destek vermekte. İçlerinde Roger Waters, Elvis Costello, Judith Butler, Jean-Luc Godard, Ken Loach, Sally Rooney, Nicolàs Jaar, Angela Davis, Ocean Vuong gibi isimlerin de yer aldığı destekçiler, üretimlerinin İsrail desteğiyle gösterilmesine izin vermemekte, İsrail’deki organizasyonlara katılmayı veya İsrail’de performans yapmayı reddetmektedirler.
Biz de BDS Türkiye olarak 2009’dan beri, 2005 yılında Filistinlilerin çağrısıyla başlatılan uluslararası BDS hareketinin bir parçası olarak Türkiye’den bu boykotu örmeye çalışıyoruz. BDS hareketinin ne kadar etkili olduğu Siyonist devletin bu hareketi ikinci büyük tehlike saymasından ve bu hareketi engellemek için yarım milyar dolar bütçe ayırmasından da belli oluyor.
Kadınların kurtuluşu ve özgürlüğüne ne kadar önem verdiğinizi her fırsatta dile getiren feminist bir sanatçı ve kadın mücadelesinin bir öznesi olarak sizi, Filistinli kadınların, LGBTİ+ ve kuirlerin İsrail tarafından maruz kaldıkları insan hakları ihlallerine karşı yürüttükleri hak ve adalet mücadelesiyle dayanışma göstermeye davet ediyoruz.
İsrail devleti, Filistinli kadın ve LGBTİ+ haklarını istismar ederek, pinkwashing uygulamaktadır. Kadın ve LGBTİ+ haklarına karşı olumlu tutumlar sergileyerek yaptıkları insan hakları ihlallerinin üstünü örtmek için kullanılan yöntemin kendisi pinkwashing terimiyle ifade ediliyor. 2010 yılında Arap kuir aktivistlerce kurulan Pinkwatching Israel ve Palestinian Queers for BDS (BDS İçin Filistinli Queerler), Tel Aviv Onur Yürüyüşü dâhil İsrail’de düzenlenen birçok LGBTİ+ etkinliğine karşı geniş boykot kampanyaları yürütüyor. İsrail’in pinkwashing stratejisine karşı BDS Hareketi’nin yanında yer alan Pinkwatching Israel’e Türkiye’den Kaos GL ve Pembe Hayat destek vermişti.
Tüm bu yazdıklarımız İsrail’in faili olduğu insan hakları ihlallerinin bir kısmı ama insan haklarına, kadın mücadelesine ve eşitliğe değer veren birinin İsrail’de konser vermeyi reddetmesi için fazlasıyla yeterli. Gelin, İsrail’de vereceğiniz konseri iptal ederek boykot çağrımıza kulak verin.
BDS Türkiye