İsrail halklar nezdinde suçludur ve elindeki kanı asla temizleyemez. Bu anlamda, gayrimeşru İsrail Devleti hakkında Türkiye yargısının almış olduğu karar, biz Filistin dostları için yok hükmündedir. Biz Siyonist işgalciye karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Mavi Marmara Davası’nın 9 Aralık Cuma günü, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 15. ve son duruşmasında, mahkeme heyeti oybirliğiyle davanın düşürülmesi kararı verdi. Türkiye ve gayrimeşru İsrail Devleti arasında imzalanan ve BDS Türkiye olarak protesto ettiğimiz “Normalleşme” anlaşmasına dayanan bu karar ile gelinen noktada, düş kırıklığı ve öfke doluyuz!
Alınan bu karar ile birlikte, katliamda sorumluluğu bulunan İsrail’in eski genelkurmay başkanı Rau Gabiel Aşkenazi, deniz kuvvetleri komutanı Eliezer Alfred Maron, hava kuvvetleri istihbarat sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin hakkındaki tüm suçlamalar düşürüldü. İsrail, Mavi Marmara’nın da içerisinde bulunduğu filoya yaptığı müdahale ve öldürdüğü insanlar için anlaşma ile belirlenen miktardaki parayı ödemek dışında hiçbir hukuki sorumluluk taşımayacak bir duruma geldi. Bu parayı da, işgal topraklarında faaliyet gösteren Yılmazlar İnşaat adlı Türkiyeli şirkete geçmişe yönelik 40 milyon dolarlık bir vergi borcu çıkararak misliyle karşılamış olduğundan, aslında bu yükün altına bile girmekten kurtulmuş oldu. Ölenler, öldükleri ile kaldılar. İsrail, hukuki açıdan “aklanmış” oldu.
Üç kişilik bir BDS heyeti ile takip etme şansı bulduğumuz bu son duruşma, ibretlik bazı uygulamalara şahitlik etmemizi de sağladı. Bir zamanlar anti-İsrail çıkışlarıyla prim yapan hükümetin değişen politikası yüzünden, Çağlayan’daki adliyede Filistin bayrağının, hatta üzerinde Filistin bayrağı olan bilekliklerin bile binaya alınmadığına şahit olduk. Davayı izlemeye gelmiş çoğu genç onlarca insanın, haklı kızgınlıklarını yansıttıkları sloganlarında bir kez bile bu anlaşmayı imzalayanları hedef almadıklarını üzülerek gördük.
Mavi Marmara gemisinin de içinde olduğu Özgürlük Filosu, Gazze’ye yönelik ablukayı kırmayı hedefleyen, halklara mal olmuş bir girişimdir ve bu konuda hüküm verecek olan ne mahkemeler ne de iki başkent arasında yapılan anlaşmalar olabilir. İsrail halklar nezdinde suçludur ve elindeki kanı asla temizleyemez. Bu anlamda, gayrimeşru İsrail Devleti hakkında Türkiye yargısının almış olduğu karar, biz Filistin dostları için yok hükmündedir. Biz Siyonist işgalciye karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Filistin halkının İsrail işgaline karşı ilk büyük kitlesel başkaldırısı olan Birinci İntifada’nın yıldönümü olan bugünlerde, Siyonist oluşumu güçlendirecek her türlü adıma var gücümüzle karşı çıktığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu vesileyle Türkiye-İsrail normalleşmesinin bütün somut sonuçlarına, özel olarak da Mavi Marmara davasının düşürülmesine karşı herkesi tepkilerini ifade etmeye ve İsrail’le tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadeleye etmeye çağırıyoruz.
BDS Türkiye (Filistin için İsrail’e Boykot Girişimi)
