Amira Hass’ın makalesi Amerikalı gazetecilerin haberin peşini bırakmaması için haykırıyor
Amira Hass, Filistin/İsrail’deki en etkili ve deneyimli gazetecilerden birisi. Saygı gören Haaretz gazetesinde yazan Hass, 19 Mayıs tarihinde, İsrail ordusunun Gazze’ye düzenlediği hava saldırısının bir parçası olarak “bütün Filistinli aileleri bilerek yok ettiği” yönünde olağanüstü bir iddiada bulundu.
Şimdiye dek hiçbir Amerikan medya kuruluşu Hass’ın haberinin takipçisi olmadı. Bunu yapmamaları, gazetecilik görevinin kötüye kullanılmasıdır.
Holokost’tan sağ kurtulan bir ailenin kızı olan Hass 1993-1997 yılları arasında Gazze’de yaşadı, daha sonra büyük önemdeki Gazze’de Denizi İçmek (Drinking The Sea in Gaza, 1999) kitabını yayımladı. Kuşkusuz, Gazze’de hâlâ mükemmel irtibatları var. Bu son rapor, Gazze’de 15 ailenin çok sayıda üyesinin İsrail bombardımanlarında öldürülmesini inceleyerek başlıyor:
Ebeveynler, çocuklar, bebekler, dedeler, neneler, kardeşler, yeğenler; İsrail bombaladığında evlerinin üzerlerine çökmesiyle hepsi beraber öldü. Şimdiye kadar bilinen, ailenin hedef alınan evleri terk edebilmesi için hiçbir erken uyarının yapılmadığı.
Hass, uyarı yapılmamasını İsrail’in Gazze’de çok katlı kuleler için uyguladığı politikayla kıyaslıyor. İsrail yaklaşık bir saat önceden askeri bir telefonla kule sakinlerini arayarak binanın tahliye edilmesi emrini vermişti. Sonrasında Hass, neredeyse inanılmaz bir gerçeği dile getiriyor: Buna göre İsrail ordusu ve Şin Bet istihbarat yetkililerinin elinde “yıkımı planlanan her binada yaşayan insanların güncel telefon numaraları var.” Oslo Anlaşması’na göre Gazze’deki yetkililerin Filistinlilerin nüfus kaydını İsrail İçişleri Bakanlığı’na vermesi gerekiyor. Savaşın yeni veçhesinin emsalsiz (ve iğrenç) olan kısmıysa İsrail ordusunun “herhangi bir sebepten bombaladığı herhangi bir binada yaşayan çocukların, kadınların ve yaşlıların sayısını ve ismini biliyor olması.”
Hass’ın yorumuna göre İsrail ordusu, “yaptığı tek şey bir telefon görüşmesi ya da sadece bir toplantıyı ağırlamak” bile olsa Hamas’la herhangi bir bağlantısı olduğunu düşündüğü evleri hedef alıyor. Hass İsrail ordusuyla ilgili şu yargıya varıyor:
...bir Hamas üyesinin “önemi” yüksek görüldüğünde ve yaşadığı ev bombalama için meşru hedef kabul edildiğinde, “izin verilebilir” yan hasar, bir başka deyişle kadınlar ve çocuklar dâhil çatışmaya dâhil olmadığı halde öldürülen insanların sayısı çok yüksek oluyor.
Amira Hass’ın makalesi Amerikalı gazetecilerin haberin peşini bırakmaması için haykırıyor. Şimdi ateşkes devrede; mesela The New York Times Gazze’deki cesur habercileri İyad Ebuheveyla’dan, dahiliye doktoru baba Ayman’ın 12 akrabasıyla beraber öldüğü Ebu el-Uf ailesinin evinin enkazını ziyaret etmesini isteyebilir. Hass, 9 yaşındaki Mir’den başlayarak 90 yaşındaki Amin’e kadar 12 kurbanın da ismini sıralıyor. (Ebuheveyla’nın bugün birinci ağızdan bilgilerle kaleme aldığı yürek burkan yazısı, İsrail’in yalnızca askeri hedefleri vurduğu iddiasını ileri derecede çürütüyor.) İsrail’deki Times muhabirleri, ordu içindeki kaynaklarını harekete geçirerek bütün aile üyelerinin öldürülmesinin kasıtlı olduğu iddiasına açıklık getirilmesi ve gerekçelendirilmesi için çaba harcayabilir. Hatta gazete, savaş etiği çalışan eğitimciler ve uzmanlarla röportaj yapabilir, onlara “izin verilebilir yan hasar” hakkında ne düşündüklerini sorabilir.
Ancak şimdiye kadar hiçbir adım atılmış değil. Hatta onun yerine Times’ın sayfalarında öne çıkan haber “İsrail’in hava ve topçu saldırılarının asıl hedefi”nin, “Hamas’ın savaşçılarını ve cephanesini harekete geçirmede kullandığı geniş çaplı tünel ağları olduğunu”, ayrıca “İsrail’in Hamas liderlerini ve savaşçılarını öldürmek için çabaladığını” söylüyor.
[Mondoweiss sitesinde 21 Mayıs 2021 tarihinde yayımlanan İngilizce orijinalinden Gökay Demirel tarafından bdsturkiye.org için çevrilmiştir]