Filistin BDS Ulusal Komitesi’nin (BNC), BDS hareketinin her tür ırkçılık ve ırk ayrımına karşı tutumunun altını çizen 7 Mart 2017 tarihli açıklaması
Filistin halkına özgürlük, adalet ve eşitlik için küresel Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) hareketi her tür ırkçılığı ve ırk ayrımını reddeden, kapsayıcı ve şiddete başvurmayan bir insan hakları hareketidir. Hareketin öncüsü Filistin siyasal partileri, sendikalar ve meslek birlikleri, mülteci ağları, halk komiteleri ve örgütlerinin en geniş koalisyonu olan BNC’dir.İsrail’in pervasız uluslararası hukuk ihlallerine son verilmesi ve Filistin halkının insan haklarının güvenceye kavuşturulmasını talep eden Filistin sivil toplumunun 2005 tarihli BDS çağrısı, dayanağını İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ortaya koyulan ilkelerde bulmaktadır. “Tüm insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar” ve temel haklar ve özgürlükler “ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi ya da diğer görüşler, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş ya da başka türden bir statü gibi hiçbir ayrım gözetilmeksizin” herkesindir.
BDS hareketinin, kimliği ne olursa olsun her insanın eşit haklarına bu ilkesel bağlılığı temelinde, ırkçılığı destekleyen siyasi ideolojilere, yasalara, politikalara ve uygulamalara kuvvetle karşı duruyoruz. Siyonizmi, İsrail’in Filistin halkını 1948’den beri temel insan haklarından yoksun bırakan işgal, yerleşimci sömürgecilik ve apartheid rejiminin ırkçı ve ayrımcı ideolojik dayanağını oluşturduğu için reddediyoruz.
Birleşmiş Milletler’in ırk ayrımı tanımını benimseyen BDS hareketi Siyah karşıtı ırkçılığı, Arap karşıtı ırkçılığı, İslamofobiyi, Yahudi düşmanlığını, cinsiyetçiliği, yabancı düşmanlığını, homofobiyi ya da benzerlerini benimseyen ya da destekleyen hiçbir eylem ya da söylemi hoş görmez.
Irkçılığa ve ırk üstünlüğü güdülmesine dayanan, insanlığa karşı suçlar olan apartheid, soykırım, kölecilik, kolonyal sömürü ve etnik temizliği kuvvetle mahkûm ediyor ve mağdurlarının –sonraki kuşaklar da dâhil- kayıplarının giderilmesi hakkını savunuyoruz. İnsan kaçakçılığı, işçilerin sömürülmesi ve cinsel sömürü de dahil olmak üzere diğer insan hakları ihlallerini de aynı derecede mahkûm ediyor ve mağdurlarıyla dayanışma gösteriyoruz.
2001’de Güney Afrika’nın Durban kentinde yapılan Irkçılığa, Irk Ayrımına, Yabancı Düşmanlığına ve Bunlara Bağlı Hoşgörüsüzlüğe Karşı Dünya Konferansı’nın kapsayıcı gündeminin yön verdiği BDS hareketi ilkeleri arasında kültürel çeşitlilik, ırkçılığın ve ırk ayrımının mağdurları arasında dayanışma ve karşılıklı destek değerleri yer alır.
Bu değerlere dayanarak Afrika kökenlilerle, yerli halklarla, topraksızlarla, mülteci ve göçmenlerle, bir azınlığın ekonomik gelişmesi uğruna sömürülen ve ezilen insanlarla, inançları ya da kastları dahil olmak üzere kimlikleri yüzünden ayrımcılığa ve zulme uğrayanlarla dayanışma içindeyiz. Irk, ekonomi, toplumsal cinsiyet, çevre adaleti ve toplumsal adalet mücadelelerinin yanındayız.
Özellikle ABD’de, Avrupa’da, Güney Amerika’da, Hindistan’da ve başka yerlerde iktidara gelen ya da yükselen yabancı düşmanı ve aşırı sağcı hareketlerin hedef aldığı Arapları, Siyahları, yerlileri, Müslümanları, Yahudileri, Asyalıları, Latin Amerikalıları, Romanları, Dalitleri ve diğer dışlanan toplulukları destekliyoruz.
Arap dünyasında da tüm azınlıkların ırkçılığa ve ırk ayrımına karşı tam eşitlik ve adalet mücadeleleriyle dayanışma içindeyiz.
BDS hareketinin ilkeleri bütün dünyadaki ezilen topluluklarla, ırkçı eylemlerin ve ırkçı retoriğin tüm kurbanlarıyla ön alıcı dayanışmayı gerektirir, çünkü davamız ortak bir davadır. Uluslararası hukukla uyumlu olarak bağnazlığa, ırkçı ideoloji ve uygulamalara karşı direnişlerini destekliyoruz.
Irkçılık ve ırk ayrımcılığına karşı özgürlük, adalet ve eşitlik!
[bdsmovement.net’te yayımlanan İngilizce orijinalinden BDS Türkiye tarafından çevrilmiştir.]