BDS Türkiye olarak ABD’nin Kudüs hamlesi başta olmak üzere İsrail’i meşrulaştıran tüm girişimlere karşı Filistin halkının ve haklı mücadelesinin yanındayız
ABD Başkanı Donald Trump, tüm tepkilere karşın 6 Aralık’ta Kudüs’ü “İsrail’in resmi başkenti” olarak tanıdı ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınacağını açıkladı.
İsrail’in 1967’de Doğu Kudüs’ü işgaliyle başlayan, 1980’de Kudüs’ü “birleşik başkent” ilan etmesiyle devam eden ilhak süreci ABD tarafından da resmen kabul edilmiş oldu. Birleşmiş Milletler kararlarını ihlal eden bu hamle, Filistin’i Siyonist harekete peşkeş çeken 1917 tarihli Balfour Deklarasyonu gibi tarihsel önemdedir ve Kudüs’ü tamamen İsrail’e teslim etmenin önünü açmaktadır.
Şüphesiz söz konusu kararın sonuçları sadece İsrail değil tüm bölge için ağır olacaktır. Filistinli direniş örgütlerinin, Siyonist işgale karşı “ulusal birlik ve kapsamlı mücadele” çağrıları da buna işaret etmektedir.
Bu sürece gelinmesinde Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıyarak seçim vaadini gerçekleştiren Trump kadar, 6 Nisan 2017’de Dışişleri Bakanlığınca yayımlanan bir metinde “Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak görüyoruz” diyen Rusya’nın da sorumluluğu vardır. Siyonist oluşumla temaslarını artıran başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez monarşileri ile 2016’da “normalleşme” anlaşması imzalayan AKP hükümetinin de…
AKP hükümeti işgali meşrulaştıran, İsrail’i normalleştiren adımlar atarak bu sürece “katkı” sunmuştur; 15 Nisan 2015’te Umre kapsamında Kudüs’e yapılan ziyaretlerde Tel Aviv’i muhatap alıp, 28 Haziran 2016’daki “normalleşme” anlaşmasının Ankara ve Kudüs’te akdedildiğini ilan ederek Kudüs’ün “İsrail’in başkenti” olduğunu fiilen kabul etmiştir. Yıllardır süren silah anlaşmaları ve Filistinlilere ait doğalgazın gasp edileceği bir anlaşma başta olmak üzere askeri-ekonomik ilişkilerle de Siyonist oluşumu meşrulaştırmayı sürdürmektedir.
Tayyip Erdoğan’ın, 5 Aralık’ta AKP grup toplantısında sarf ettiği “Bu konu diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir” şeklinde sözleri fiilen İsrail’le ilişkilerin kesilmesi ile tamamlanmayan daha önceki sözlerinin devamı niteliğindedir. Bu sözlerin sadece politik bir gösteri ve asli sorumluluktan kaçma olduğunu düşünüyoruz. İsrail’in Filistin’i işgal etme politikalarını durdurmak ve Filistin halkının yanında olmak, Siyonist oluşum ile ekonomik dahil olmak üzere her türlü ilişkiyi kesmeyi, ona her alanda boykot ve yaptırımlar uygulamayı gerektirir.
BDS Türkiye olarak ABD’nin Kudüs hamlesi başta olmak üzere İsrail’i meşrulaştıran tüm girişimlere karşı Filistin halkının ve haklı mücadelesinin yanındayız.
Kudüs Filistinlilerindir!
Nehirden denize özgür Filistin!
Emperyalizm yenilecek, direnen Filistin kazanacak!
Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot!
BDS Türkiye