BDS Türkiye: “Balfour Deklarasyonu’nu yırtıp atacağız, işgale son vereceğiz”

BDS Türkiye, Galatasaray Meydanı’nda Balfour Deklarasyonu’nun 100. yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. Balfour Deklarasyonu’yla hesaplaşmanın, özgür Filistin’in kurulması yönünde vazgeçilmez bir önkoşul olduğunun belirtildiği açıklamada, “Başta Trump yönetimi olmak üzere emperyalist iktidar merkezlerinin de desteğiyle Siyonizm’in Filistin üzerindeki türlü türlü tahakküm planlarının tüm hızıyla ilerlediği bu dönemde, ‘Balfour’u yırtıp atacağız’ demek, tarihsel Filistin’de tek ve demokratik bir Filistin devletinin kurulmasını isteyenlerin boynunun borcudur” denildi

BDS Türkiye (Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi), Balfour Deklarasyonu’nun 100. yıldönümünde, “Balfour Deklarasyonu’nu yırtıp atacağız, işgale son vereceğiz” dedi ve İsrail’e boykot çağrısı yaptı.

Galatasaray Meydanı’nda yapılan eylemde Arapça ve Türkçe “Katil İsrail Ortadoğu’dan defol”, “Emperyalistler yenilecek, direnen halklar kazanacak”, “Siyonizm yenilecek, direnen Filistin kazanacak”, “Elçi defolsun, ilişkiler kesilsin” sloganlarının atıldığı eylemde Türkçe ve Arapça basın açıklaması okundu.

BDS Türkiye’den Ümit Doğru tarafından yapılan açıklamada, Balfour Deklarasyonu’yla hesaplaşmanın, özgür Filistin’in kurulması yönünde vazgeçilmez bir önkoşul olduğu belirtilerek “‘Balfour’u yırtıp atacağız’ demek, tarihsel Filistin’de tek ve demokratik bir Filistin devletinin kurulmasını isteyenlerin boynunun borcudur” denildi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

Bundan tam 100 yıl önce bugün, 2 Kasım 1917 tarihinde, dönemin Britanya hükümetinin Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, dünya Siyonist hareketine, Filistin’de Yahudiler için “ulusal bir yuva” kurulması sözünü veren deklarasyonu imzaladı ve bu şekilde, 1948 yılında Filistin toprakları üzerinde Siyonist İsrail devletinin kurulmasına giden yolu açtı.

Dönemin baş emperyalist gücü olan Britanya, daha Birinci Dünya Savaşı devam ederken, daha ileride “Ortadoğu” diye adlandıracakları coğrafyayı dilediği gibi taksim etmek ve bu bölge üzerinde kendi tahakkümünü kurmak için bir dizi adım attı. 1915 yılında, Mekke Emiri Şerif Hüseyin’e, Osmanlı devletine isyan etmesi karşılığında Arap krallığı sözü verdi. 1916 yılında Fransa’yla gizli Sykes-Picot Anlaşması’nı imzalayarak bölge ülkelerini savaş sonrasında kurulacak İngiliz ve Fransız manda yönetimleri arasında bölüştürdü. Nihayet 1917 yılında, Britanya hükümeti üzerinde de ağırlığı bulunan Rothschild ve Weizman’a, yaklaşık 20 yıl önce ilan ettikleri Siyonist hedefi yerine getirmeleri için destek sözü verdi ve takip eden 30 yıl boyunca Filistin’e yönelik Siyonist göçünü emperyalizmin resmi politikası haline getirdi.

Balfour Deklarasyonu’nu izleyen on yıllar, Filistin’de istila, demografik yapı değişimi, topraksızlaştırma ve kan dökmeyle geçmiştir. Manda yönetimi altında gerçekleşen göçlerin sonuçları bir süre sonra İngilizlerin de kontrolünden çıkmış ve 14 Mayıs 1948 tarihinde Filistin’den “kaçan” İngilizler, aynı gün Siyonist oluşumun kendisini devlet ilan etmesine zemin sağlamış, bunu ise Filistinlilerin Nakba olarak adlandırdığı, kanlı tehcir süreci izlemiştir.

Bu şekilde, modern tarihin en uzun işgallerinden biri başladığı gibi, meydana getirilen İsrail devleti yalnızca Filistin topraklarını işgal etmekle kalmamış, Suriye’deki Golan Tepeleri’nden Güney Lübnan köylerine ve bir dönem boyunca Sina Yarımadası’na kadar pek çok bölgeyi de işgal etmiştir. İsrail’in topraklarını daha da genişletmek niyetinde olduğu bir sır değildir. Bölgemizde yaşanan pek çok iç savaşta da bu hedefi güden Siyonistlerin rolü ve etkisinin izleri bulunabilir.

Tüm bunlara karşın Büyük Britanya hükümetinin, ortaya çıkardığı sonuçlar nedeniyle Filistin halkından özür dilemesi gerektiği halde, bugün tam tersine Balfour Deklarasyonu’nun 100. yıldönümünü bir “kutlama” vesilesi haline getirmesi, yalnızca ve yalnızca “emperyalist küstahlık”la açıklanabilir.

Balfour Deklarasyonu bizim için ne geçmişte kalmış bir olay, ne de bir tarih dersi konusudur. Filistin’deki işgalin yaşayan gerçeğidir. Milyonlarca Filistinlinin bölgenin farklı yerlerinde, temel haklarından yoksun bir mülteci hayatı yaşaması, öncelikle Balfour’un eseridir. İsrail’in devam eden yayılmacılığı, Batı Şeria’daki yasadışı İsrail yerleşimleri, Balfour’un mirasıdır. Kudüs’ü Arapsızlaştırma, yerli Müslüman ve Hıristiyan nüfustan arındırarak “Yahudi devletinin ebedi başkenti” ilan etme girişimleri, 100 yıl önce Balfour Deklarasyonu’nun Siyonistlere verdiği cesaretin bugünkü karşılığıdır. 100 yıl önce dönemin baş emperyalist gücü Büyük Britanya Siyonist amaçların hamiliğine soyunurken, bugün bu hamilik görevini, bugünün baş emperyalist gücü olan Amerika Birleşik Devletleri yerine getirmekte, Avrupa Birliği ve Körfez rejimleri de ona destek olmaktadır. Ayrıca Siyonist oluşum, yakın zamanda kendisiyle kapsamlı bir normalleşme ve işbirliği anlaşması imzalayan Türkiye hükümeti de dahil olmak üzere pek çok hükümetin politikalarından güç bulmaktadır.

100 yıl önce bugün yayınlanan Balfour Deklarasyonu’yla hesaplaşmak, özgür Filistin’in kurulması yönünde vazgeçilmez bir önkoşuldur. Bu tarihin doğru şekilde anlaşılması ve anlatılması ise, Filistin’in gerçek sahibinin orada yaşayan yerli halktan başkası olmadığını gözler önüne serecektir.

Başta Trump yönetimi olmak üzere emperyalist iktidar merkezlerinin de desteğiyle Siyonizm’in Filistin üzerindeki türlü türlü tahakküm planlarının tüm hızıyla ilerlediği bu dönemde, “Balfour’u yırtıp atacağız” demek, tarihsel Filistin’de tek ve demokratik bir Filistin devletinin kurulmasını isteyenlerin boynunun borcudur.

100 yıllık gayrimeşru istila ve sömürgeleştirmeyi de, onun meydana getirdiği kurumları da tanımayacağız, meşrulaştırmayacağız. 100 yıldır devam eden Filistin direnişine ise her zaman ve her koşul altında destek vereceğiz. Özgür Filistin kuruluncaya, yerli halk ait olduğu topraklara geri dönüp tarihsel haklarına sahip oluncaya kadar, İsrail’i ekonomik, siyasi, askeri, diplomatik, kültürel ve akademik alanlarda boykot etme ve yalnızlaştırma çağrımızı sürdüreceğiz.

Filistin Filistinlilerindir

Balfour Deklarasyonu’nu yırtıp atacağız

Filistin’e Özgürlük, İsrail’e Boykot

BDS Türkiye

2 Kasım 2017

bdsturkiye.org