İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası (PACBI), ünlü müzisyen Nick Cave’den, Kasım ayındaki Tel Aviv konserini iptal etmesini istedi. PACBI açıklamasında, “Onurlu adınızı İsrail’e ödünç vermeyeceğinizi ümit ediyoruz” dedi
İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası (PACBI), ünlü müzisyen Nick Cave’den, Kasım ayındaki Tel Aviv konserini iptal etmesini istedi. PACBI yaptığı açıklamada, Cave’nin daha önce insan hakları ve adaletten yana tutum aldığının altını çizerek, “Onurlu adınızı İsrail’e ödünç vermeyeceğinizi ümit ediyoruz” dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
Sevgili Nick Cave,
Size Filistin’den, önümüzdeki Kasım ayında İsrail’de gerçekleşecek olan konserlerinizi iptal etmenizi istemek için yazıyoruz. Kültürel boykot çağrımızı açık bir zihin ve açık bir kalple düşüneceğinizi umuyoruz.
1998 yılında Tel Aviv ve Hayfa’da gerçekleşen son performansınızdan beri İsrail Filistinlilere yönelik baskılarını yoğunlaştırdı ve bu suçlarıyla ilgili cezasız kaldığı gibi dünya hükümetleri sık sık onunla suç ortaklığı yaptı. Bu süre boyunca İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’da yerleşimci nüfusunu yarım milyonun üstüne yükseltti. Bu arada 10 binden fazla Filistinli, burada doğmuş olmalarına rağmen işgal altındaki Doğu Kudüs’ten sürgün edildi. Sadece 2016’da İsrail Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria’da Filistinlilere ait olan 1093 yapıyı yıkarak veya el koyarak, yarıdan fazlası çocuk olan 1600 Filistinliyi evsiz bıraktı. Bu sene İsrail’in Gazze’ye uyguladığı yasadışı ablukanın onuncu yılı, Gazze’de iki milyon Filistinli çok kötü koşullarda yaşıyor. Ve sadece geçen hafta, bir Birleşmiş Milletler raporu, “Kanıtlar, İsrail’in Filistin halkına karşı bir apartheid rejimi uygulamak suçu işlediği yönündeki önergeyi, makul bir şüphenin ötesinde destekliyor ki bu insanlığa karşı işlenmiş bir suç anlamına gelir” diyordu.
Güney Afrika’nın apartheid karşıtı mücadelesinden ilham alan Filistinliler 2005’te, İsrail’in, haksızlıklarına son verene ve insan haklarına saygı göstermeye başlayana kadar boykot edilmesi çağrısında bulundu. Bugün Tel Aviv’de konser vermek apartheid döneminde Sun City’de konser vermekten farksızdır.
Bizler sizin çalışmalarınızdan ilham almışızdır. Özellikle İsrail’in en büyük silah şirketi olan Elbit silah fabrikasında protesto eylemi yapan Birleşik Krallık’tan eylemciler için adaletin sağlanması konusundaki desteğiniz ve İsrail’e karşı bir askeri ambargo uygulanmasına destek vermeniz bizi çok etkiledi. Birleşik Krallık’ta Elbit’i protesto eden eylemcilere karşı açılan dava düşmüş olsa da İsrail’in hâlâ 2014 yılında Gazze’nin acımasızca yıkılması ve 550’nin üzerinde çocuğun öldürülmesinden sorumlu tutulması gerekir.
Aynı zamanda, tartışmalı sorgu teknikleriyle elde edilen itirafların ardından haksız yere cinayetle suçlanmış olan Batı Memphis Üçlüsü’nü desteklemek için yapılan “Voices for Justice” albümünde yer almanıza derin bir saygı duyuyoruz. Batı Şeria’da Filistinli çocuklar benzer şekilde, İsrail ordusu tarafından korkunç gece baskınlarıyla yataklarından kaldırılıyor. Sonra askeri mahkemelerde yargılanıp İsrail’in, “Filistinli çocuklara yönelik sistemli kötü muamele ve işkence yüzünden kötü bir namı olan” askeri gözetim merkezlerinde tutuluyor. İsrail her yıl 700 kadar Filistinli çocuğu gözaltına alıyor.
Sizin adaletsizliğe karşı çıkmak ve sesi çıkmayanların sesi olmak için sanatı kullanmanızı takdir ediyoruz. Başpiskopos Desmond Tutu’nun dediği gibi, “Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalırsanız zalimin tarafını tutmuşsunuzdur.” Tutu 2010 yılında, İsrail’de konser verip vermemeye karar verdikleri sırada Cape Town Operası’na şunu söylemişti:
“Tıpkı, apartheid sırasında uluslararası üne sahip sanatçıların ayrımcı yasalar ve ırkçı dışlama üzerine kurulu bir toplumda, Güney Afrika’da gösteri yapmasının uygunsuz olduğunu söylediğimiz gibi, Cape Town Operası’nın İsrail’de konser vermesi yanlış olur.”
Sizin karşı durduğunuz adaletsizlikler bizim için çok tanıdık olduğu için Tel Aviv’de konser vereceğinizi duyunca şaşırdık. Niyetiniz ne olursa olsun, İsrail’de konser vermeniz bizim Filistinlilerin hakları için yürüttüğümüz şiddetsiz Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) hareketimizi zayıflatacaktır. Ayrıca İsrail, normallik ve açıklık görüntüsü sunmak ve Filistinlilere karşı insan haklarını her gün ihlal ettiğini maskelemek için bu türden performansları kullanmaktadır.
İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın eski genel müdür yardımcısı Nissim Ben-Sheetrit, “Kültürü birinci dereceden bir hasbara (propaganda) aracı olarak görüyoruz ve hasbara ve kültür arasında bir ayrım yapmıyorum” derken bu strateji konusunda gayet açıktı.
Sizin de, Lauryn Hill, Elvis Costello, U2, Cat Power, rahmetli Gil Scott-Heron, Massive Attack, Alice Walker, Roger Waters ve benzeri sanatçılar ve tanınmış kültür insanlarına katılarak onurlu adınızı onyıllardır süren baskısını örtmemesi için İsrail’e ödünç vermeyi reddedeceğinizi ümit ediyoruz. Böylece bizim, kendimiz ve çocuklarımız için, baskı ve tâbiyetin olmadığı bir dünya hayal etmeye devam etmemize imkân verirsiniz.
İçtenlikle,
İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası (The Palestinian Campaign for the Academic and Cultural Boycott of Israel -PACBI)
bdsturkiye.org