Kudüs’te tırmanan İsrail saldırganlığını protesto etmek için Ankara’daki İsrail Büyükelçiliği önünde bir açıklama yapan BDS Türkiye, Filistin halkıyla gerçek bir dayanışma için İsrail’in boykot edilmesi gerektiğini söyledi
BDS Türkiye, Ankara İsrail Büyükelçiliği önünde yaptığı basın açıklamasında Mescid-i Aksa’ya yönelik kısıtlamaları kınayarak İsrail’in boykot edilmesini istedi.
Büyükelçilik önünde yapılan eylemde BDS Türkiye adına konuşan Esma Nur Khashram, Filistin’in başkenti Kudüs’te son bir haftadır yaşanan İsrail saldırıları ve gerilimlerin ardından işgalci İsrail tarafından Mescid-i Aksa’nın tümüyle kapatıldığını, gelen tepkiler üzerine İsrail’in geri adım attığını ancak bu defa da Mescid-i Aksa’nın etrafını x-ray cihazları ile çevrelediğini söyledi.
Khashram, Mescid-i Aksa’ya girmek isteyen Müslümanlara bu cihazlardan geçme zorunluluğunun getirildiğini hatırlatırken aynı zaman zarfında Kudüs genelinde çok sayıda baskın, tutuklama ve saldırının gerçekleştiğini belirtti.
Khashram, son bir haftada yaşanan bu gelişmelerin, yıllardır devam eden bir sürecin en yeni halkalarından olduğuna dikkat çekerken varlığını işgal, yerleşim, kolonizasyon ve tehcir üzerine kuran Siyonist oluşumun, Kudüs’ü tümüyle Arapsızlaştırmak ve ardından “Yahudi devletinin ebedi başkenti” ilan etmek istediğini söyledi.
Rusya, Türkiye ve Arap monarşileri de sorumlu
İsrail’in bu saldırıları gerçekleştirirken başta ABD olmak üzere tarihsel işbirlikçilerinden de güç aldığına dikkat çeken Khashram şöyle konuştu:
Siyonistlerin son saldırılar zincirinde, Kudüs’ü ‘İsrail’in başkenti olarak tanıma’ vaadinde bulunan Trump yönetiminin de sorumluluğu vardır. Geçtiğimiz Nisan ayında yayımladığı bir metinde ‘İki devletli çözümün bir parçası olarak Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak görüyoruz’ diyen Rusya’nın da sorumluluğu vardır. Filistin direnişine olan nefretini, İsrail’e olan muhabbetini her geçen gün biraz daha fazla açık eden Körfez Arap monarşilerinin de sorumluluğu vardır. Ve elbette, geçen yıl İsrail’le kapsamlı bir ‘normalleşme’ anlaşmasına varan ve ‘Ankara ile Kudüs arasında’ varıldığı söylenen anlaşma metnine imza atan Türkiye hükümetinin de sorumluluğu vardır.
“Filistin’le dayanışmanın yolu boykotu yükseltmekten geçer”
Khashram, Filistin’le dayanışmanın yolunun Yahudi düşmanlığına mahal vermeden İsrail’e boykot uygulanmasından geçtiğine dikkat çekti:
Bugün Kudüs’le ve bir bütün olarak Filistin’le dayanışmanın yolunun, herhangi bir gerçekliğe denk düşmeyen siyasi retorikler üretmekten, İsrail’e göçü arttırması ve böylece Siyonizm’i güçlendirmesi muhtemel olan Yahudi düşmanlığından, meseleyi bir din çatışması olarak resmederek son tahlilde Siyonizm’e hizmet eden söylem ve eylemler geliştirmekten değil, İsrail’le ‘normalleşme’ anlaşmasının iptalini talep etmekten ve kapsamlı bir boykot mücadelesini yükseltmekten geçer.
G4S ve HP’ye boykot
Özel olarak, geçmişte İsrail hapishanelerinde gerçekleşen pek çok işkence vakasında payı olan ve şimdi de Mescid-i Aksa’nın etrafına yerleştirilen arama noktalarını getiren, Türkiye’de de faal olan G4S güvenlik şirketini, İsrail kontrol noktalarına teknolojik destek sağlayan HP firmasını boykot etmekten geçer.