“BM’nin Filistin kararı, uluslararası bir itiraftır”

BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasadışı tüm yerleşim faaliyetlerini durdurması kararı yankı uyandırdı.

tel-orgu

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasadışı tüm yerleşim faaliyetlerini ‘derhal ve tamamen’ durdurması kararı büyük yankı uyandırdı. Filistin yönetimi de Filistin halkı da karardan memnun ancak uygulanması konusunda endişeli.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, kararı “manevi zafer” olarak nitelendirdi, “Ancak bu karar, Filistin davasının çözüldüğü anlamına gelmiyor. Karar, müzakereler, barışın tesisi, iki devletli çözüm ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarındaki Filistin devleti için kapı açtığımız anlamına geliyor” dedi. Abbas, “Gazze’siz Filistin olmaz” diye de ekledi. Hamas ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nden de karara destek açıklamaları yapıldı.

‘KARAR FİLİSTİN İLE İLGİLİ İTİRAF NİTELİĞİNDE’

Filistin BDS (Boykot, Yatırımların geri çekilmesi ve Yaptırımlar) Hareketi Türkiye Gönüllülerinden Nicola Saafin de kararı olumlu karşıladıklarını söylüyor ve ekliyor: “Bu karar, 194, 242, 338 sayılı ve BM’nin diğer birçok kararında olduğu gibi, Filistin halkının haklı davası ile ilgili uluslararası bir itiraf niteliğinde ve bir sorumuluk kabulüne işaret ediyor”

Saafin, kararın Filistin halkının tarihsel haklarının tamamını korumadığı yine de önemli bir alan açtığını belirterek şu değerlendirmede bulunuyor: “Doğu Kudüs’ü Arapsızlaştırma politikasının durdurulması, yerleşim bölgelerinin sökülmesi, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gibi bir çok hakkın savunulması için uluslararası düzeyde yeni bir alan açıyor. Aynı zamanda karar her ne kadar iki devletli çözümü baz alsa ve bunu önerilen çözüm perspektifi olarak sunsa da, eskisinde hiç olmadığı şekilde ilk defa Filistin’de iki devletli çözümün giderek realitesini yitirdiğini ve tek demokratik devlete daha yakın olunduğuna işaret ediyor. Bu Filistin halkının tarihsel hak mücadelesinde önemli bir çıkış noktası olacak, çünkü bu türden bir çözüm -özellikle de Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı kararı göz önünde bulundurulduğunda- Filistin davası için kalıcı bir çözüm perspektifi olacaktır”

Filistin BDB (Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar) Hareketi’nin Yahudi yerleşimlerin inşaasına yabancı ülkelerin katılımına yönelik mücadelesi için de bu kararın “bir başarı” olduğunu düşünüyor Saafin.

BÖLGE DEVLETLERİNİN DURUMU

BM Güvenlik Konseyi’nin onayladığı İsrail yerleşimlerinin durdurulması kararının teklifini ilk olarak Mısır gündeme getirmişti. Ancak ABD’nin yeni başkanı seçilen Trump’ın da araya girmesiyle Mısır bu kararı geri çekti. Karar, Yeni Zelanda, Malezya, Venezuela ve Senegal’in girişimi ile birkez daha gündeme getirildi ve 14 oyla kabul edildi.

Saafin, kararın asıl hazırlayıcısı olan Mısır’ın çekilmesini “Arap dünyasının durumu”nu gösterdiğine işaret ediyor: “Filistin’de, direniş ve ayaklanmalar devam etse de, Filistin siyasal örgütlerinin ayrışması da tamamıyla bu bölgesel zayıflık, kutuplaşma ve Filistin’e verilen bölge devletleri desteğinin, daha çok bu devletlerin bölgesel politikalarına hizmet edecek şekilde yapıldığının net bir ürünü”

Saafin’in, Filistin halkının bugüne kadar olduğu gibi mücadeleyi sürdüreceğine inancı tam, “yeni bir mücadele dinamiği yaratılacak”tır diyor son olarak.

BAĞLAYICILIĞI BULUNMUYOR

BMGK’nın kararı İsrail’in 1967 yılından bu yana işgal ettiği topraklardaki faaliyetlerini ‘derhal ve tamamen’ durdurmasını öngörüyor. Şimdiye kadar BMGK’da İsrail’e yönelik eleştirilerin karşısında duran ABD’nin oylamada kararı veto etmek yerine ilk kez çekimser kalması kararın alınmasında etkili oldu. ABD’nin yeni başkanı Trump ise bu tutuma tepki gösterdi ve “benim zamanında böyle olmayacak” dedi.

Karar bağlayıcı değil ve yaptırım öngörmüyor ancak İsrail aleyhine uzun vadede etkileri olması bekleniyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki davalar ve İsrail’e yönelik yaptırımlar için referans alınabileceği tartışılıyor.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise karara uymayacaklarını ve BM ile ilişkileri gözden geçireceklerini açıkladı. Netanyahu, “İsrail, BM’deki İsrail karşıtı bu utanç verici tasarıyı reddetmektedir” dedi.

146 YERLEŞİM BİRİMİ VAR

Filistin’de 2016 yılı itibariyle yerleşim birimi sayısının 146’ya ulaştığı belirtiliyor. Resmi olarak tanınmayan 116 küçük birim daha bulunuyor. İsrailli Barış Şimdi (Peace Now) insan hakları örgütünün raporuna göre, yerleşimciler Batı Şeria nüfusunun yüzde 13’ünü oluşturuyor.

FİLİSTİNLİLER KARARDAN MEMNUN AMA TEMKİNLİ

İsrail’in Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik BM kararı karşısında Filistinliler temkinli. Euronews’a konuşan Ramallah’da yaşayan Filistinli Halil Cemzawi, “Hiçbir şey değişmeyecek. Bu sadece politika. Yine de bu adımın halkımız için iyi gelişmelere vesile olmasını diliyorum. Açıkçası beklemiyorduk böyle bir adımı. Ama umuyorum ki bu karar eyleme geçirilir. Pratikte karşılığını görmek istiyoruz” diyor.

Middle East Eye Haber Sitesi’ne konuşan, Gazze’deki Halamiş isimli Yahudi yerleşiminin karşısında bulunan Nabi Salih köyünden insan hakları savunucusu Manal Tamimi de, kararın “çok önemli bir adım” olduğunu düşünüyor. Ancak “sahada karşılık bulacağı”ndan emin olmadığını belirtiyor.

Nabi Salih uzun yıllardır yasadışı Yahudi yerleşimlerine karşı mücadelesiyle bilinen bir köy.

Köyün karşısındaki Halamiş yerleşimi, Filistinli bölge sakinlerinin yasal özel mülkiyetinin üzerine inşa edilmiş. Buna rağmen Halamiş’e yönelik protestolar İsrail polisi tarafından şiddetle bastarılıyor. Bu eylemlerde Mustafa ve Rüşdi Tamimi isimli iki kişi vurularak öldürülmüş. Manal Tamimi ise, “Yıllar sonra ilk defa ABD, Filistin’in lehine bir kararı veto etmedi” diyerek bunun önemli olduğunu vurguluyor.

Bir başka Filistinli insan hakları savunucusu Ömar Barguti de “İsrail’in büyüyen izolasyonu işgal rejimini, yerleşimci kolonizasyonunu ve  Güney Afrika benzeri bir apartheid rejimini getirdi” diye hatırlatıyor.

Filistin Yasama Konseyi Üyesi Halida Jarrar ise “Sorun ABD’nin çekimser kalmasının bir zafer olup olmamasından çok, şimdi (ABD’nin) bu kararın uygulanması için engel çıkartıp çıkarmayacağı” yorumunda bulunuyor.

Kaynak: Evrensel