Mavi Marmara davasının geldiği aşama BDS Türkiye olarak İsrail-Türkiye normalleşmesine yönelttiğimiz eleştirilerde ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor.
Yarın (9 Aralık 2016 Cuma) İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Mavi Marmara Davası’nın 15. duruşması görülecek. Katliamda sorumluluğu bulunan İsrail’in eski genelkurmay başkanı Rau Gabiel Aşkenazi, deniz kuvvetleri komutanı Eliezer Alfred Maron, hava kuvvetleri istihbarat sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin’in gıyaben yargılandığı davada yarın karar çıkması ve davanın düşürülmesi ihtimali bulunuyor.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin aileleri ile saldırıya maruz kalmış olan yolcular da dahil olmak üzere çok sayıda insanın dikkatle izlediği davanın geçtiğimiz hafta yapılan son duruşmasında savcı, Türkiye ve İsrail arasında yapılan normalleşme anlaşmasının hükümlerine dayanarak davanın düşürülmesi talebinde bulunmuştu.
Başta şehit aileleri ve mağdurlar olmak üzere, davanın düşürülmesine karşı direnen herkes haklı ve desteği hak eden bir tutum sergilemektedir. Ne var ki savcının öne sürmüş olduğu gerekçe, davanın akıbetinin hakimlerin inisiyatifinde olup olmadığını sorgulatmaktadır.
Öte yandan, Mavi Marmara gemisinin de içinde olduğu Özgürlük Filosu, halklara mal olmuş bir girişimdir ve bu konuda hüküm verecek olan ne mahkemeler, ne de iki başkent arasında yapılan anlaşmalar olabilir. İsrail halklar nezdinde suçludur ve elindeki kanı asla temizleyemez.
BDS Türkiye olarak geride bıraktığımız aylarda Türkiye-İsrail normalleşme girişimine bütünüyle karşı çıkmış ve TBMM’de bulunan milletvekillerine de anlaşmayı onaylamama çağrısında bulunmuştuk. Bu anlaşmanın pek çok bakımdan Filistin’in ve Filistin davasının aleyhine somut hükümler içerdiğinin altını çizmiştik.
Siyonist komutanların aklanmanın eşiğine gelmiş olması, bu anlaşmanın ilk somut tezahürlerinden biridir. Savcının isteminin yerine getirilmesi halinde, İsrail on yıllardır işlediği bütün suçlardan olduğu gibi bu suçundan da herhangi bir ceza ve yaptırıma maruz kalmaksızın sıyrılacaktır.
Anlaşma kapsamında atılacak bir sonraki adım, Tel Aviv’deki işgalci rejim tarafından yağmalanan Filistin gazının Türkiye üzerinde dünya pazarlarına satılması olacaktır.
Filistin halkının işgalciye karşı ilk büyük kitlesel başkaldırısı olan Birinci İntifada’nın yıldönümü olan bugünlerde, Siyonist oluşumu güçlendirecek her türlü adıma var gücümüzle karşı çıktığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu vesileyle Türkiye-İsrail normalleşmesinin bütün somut sonuçlarına, özel olarak da Mavi Marmara davasının düşürülme girişimine karşı direnç gösterme ve İsrail’le tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadele etme çağrısı yapıyoruz.
BDS Türkiye (Filistin için İsrail’e Boykot Girişimi)
8 Aralık 2016